Eskiz


Yandı her şey, yakan temmuz değil; kötü şeyler hep kışın geldi başıma, bütün yazları da kafamdan onları atmak için bir sürü şey yaparak geçirdim, şimdi olduğu gibi. İşe yarıyor mu, hayır, zaten yarayacağını da hiç düşünmedim; sadece vakit geçiyor işte, yani bilirsin oyalanmak oyalanmak ve sonunda... Onu bekliyorum diye değil, hayatın gerçeği bu. 

Beklemek demişken, çok başka şeyleri beklediğim oluyor bazen; ulan diyorum bir şey olacak bu aralar, her şey değişecek, iyi bir şey olacak. Ne yalan söyleyeyim beni pek de doğrulamadı hislerim, hatta gel gelelim hiç hesapta olmayan bir sürü kötü şey bile oldu. 

Bilmiyorum okuyucu, galiba iyiden iyiye delirdim artık ha? Bunun en belirgin alameti: Garipsemiyorum. Yeterince deli olan kim bunu kabul eder ki? Herkes biraz biraz inanılmak, takdir edilmek, birileriyle bir biçimde birlikte yürüyor olmak ister aynı yöne; ben bunu yaşamasam da hevesimi aldım. 

O kadar başka bir yol çizdim ki, kimseye uymayacak en az bir yanı, kimse de kendisine uymayan yanlarını göze alacak kadar benimle çıkmak istemeyecek zaten yola, işin esprisi orda. En standardından marjinaline herkesin "bu ne be" diyeceği ölçüde bir hayatın tam ortasında olduğumu görebiliyorum artık, yalnızım ve beni acıtan bu değil. Beni acıtan, bambaşka daha iyi ihtimallerim varken, bana bunu bırakanlar. 

Yerimde olsan dayanamazdın, ha bok mu var diyeceksin afedersin, bunla övündüğüm yok yanlış anlama; dayanmıyorum artık yani, sen kuvvet gösterir ve kendi kuvvetini geri emredin belki her defasında ama ben artık sarılıyorum. Çünkü başka bir şeyim yok.
Artarak devam edecek bu başkalığım için kimseden özür dilemeyeceğimi peşin peşin bil sen de. Hadi Allah'a emanet. 

,

0 Yorum:

Yorum Gönder