Fırsatım Olsa Yapardım


Çok düşündüm, şansım olsa yapar mıydım? Evet biliyor musun. Evet. Birileri uçurum kıyısında olsa yüksek ihtimalle iterdim, düşmek üzere olup ellerini uzatsalar daha yüksek ihtimalle eminim ki tutmaz ve öylece bakardım. Onca dil dökmeme karşılık kan gibi ellerimde biriken sessizlikleri gibi bir zamanlar. Ben şimdi kötü mü oluyorum peki?

Ya da dur, esasen başka bir şeyi merak ediyorum. Böyle bir fırsatım olduğumda, diğer elimi tutup bana "Dur!" diyecek, bana inanan ve benimle biri olsaydı, durur muydum?

Ben sana hiç yalan söylemedim okuyucu, bazen bedeli ağır bile olsa, okumaması gerekenler bile okusa; bu yüzden şimdi bu gerçeği de söylemek istiyorum yüksek sesle: TEKRAR BİRİLERİNE İNANMAK İÇİN O KADAR FAZLA ŞEY VERİRDİM Kİ!

İnanmak, tıpkı çocukken babanın kullandığı arabada gözünü kapatabilmek kadar emin olabilmek, bağ kurabilmek. Bunlar o kadar önemli ki. Bunlarsız ince buz hayat, öyle ki bazen kırılsın da ne olacaksa olsun diye gözünün içine bakıyorsun. İlk defa duyuyor gibi bakma bu cümleleri, içinde bir yerde ne anlattığımı sen de o kadar iyi biliyorsun ki.

Eskiden eksiğim bu benim, bir bakıma her şey.
Tekrar yanında yürüyecek kadar ait hissedebilseydim kendimi birilerine, o zaman özgür olurdum asıl, şimdi yalnızca dört yana koşturuyorum, yollar erimiş ben kalmışım gibi.

Başka türlü olsa belki de dururdum fırsatım olduğunda, bu türlü kalacaksa da peşin peşin bilin, ben kötülük etsem bile bu kötü olmadığım için olacak bir gün; kızıp üzülseniz de bir şey değişmeyecek bana, benim için nasıl değişmediyse çok eskiden. 

0 Yorum:

Yorum Gönder