KABULLENEMEM

Sizin o erdem saydığınız, o fazilet bellediğiniz kabullenmeyi ben yapamam, öyle bir gücüm hiç olmadı benim, üzgünüm ama en zoru istiyorsunuz.

"Bunlar sana bunu bunu yaptılar, dostların, aşkların senin ananı ağlattılar ama... Ama sen unut. Bunlar musmutlu yaşayacaklar, çektiler gittiler ama sen de salak gibi hiçbir şey olmamışçasına yaşa. Yaptıkları onların yanına kaldı, olan yalnız ama yalnız sana oldu, sen yine de mutlu ol." diyorsunuz resmen, yapamayınca da fazla iyi niyetli olduğumu, fazla sevgi dolu olduğumu, insanlara fazla değer verdiğimi söylüyorsunuz; ya normal olan buysa?
Anlıyorum sizi eyvallah, kötü bir niyetiniz yok, benim için bir şeyler yapmaya çalışıp beceremediğinizi görmek itiyor belki sizi bu isteğe ama yine de...
Damla Sönmez in Sibel (2018)Bilmiyorum çocuklar, bu dünyanın yanlışı, karası benim; yine hep olduğu gibi haklıydı misal Beyza, bu kadar da dert konuşulmaz tabii. Çok düşündüm sonra, uzun zamandır sadece bunu düşünüyorum esasında; hiç mi güzel şeyim yok konuşulacak, yok. Yok işte. Ben de çok istemez miydim yeni çıkan filmlerden bahsetmeyi, kitaplardan, konserlerden falan ya da ne bileyim acayip neşeli ve kalabalık fotoğraflarım olsun... Ama yok işte kardeş, ne yapıyım siz söyleyin!
Yaram kadar varım ben, hep o kadardım, belki de kendisiydim yaranın. Bilmiyorum. Ben de çok isterdim normal bir hayatım olsun, gündelik ve basit telaşlarım olsun, olamayacak işte...
Böyle anlatınca insanlar kendi derdimi büyük gördüğümü sanıyor lakin mesele şu; benden nice nice büyük dertleri olanlar var da, belki de hiçbiri benim kadar hassas değiller, kabullenip geçiyorlar er geç, er geç sindirip yutuyorlar, boğazlarında kalmıyor.

On set of SibelBelki de mesele arkada kalan olmaktı, hep o olmak; kimselerden çekip gitmemek için muazzam çaba harcarken her gidenin de ardından santim santim sayan olmak. Giden insanın ufka doğru küçülen ve bulanıklaşan varlığı, kendimi ona benzetiyorum uzun zamandır, öyle bulandım ki dostlarım bile dayanamıyor, haklılar. İçime atacağım, yalan söyleyeceğim, falso bir "İyiyim." yapıştıracağım, belki gerçek olur bir gün. İyiyim, turp gibiyim. (aramızda kalsın ama çürük bir turp gibi)
Böyle olsun istememiştim çocuklar, keşke mutlu unutulmaz anılarımız olsaydı sizinle ama olamaz; eskiden kalan o birkaç mutlu anımın bile ardı köpek gibi yara, ısınamam, kabullenip alışamam. Affediniz.


0 Yorum:

Yorum Gönder