Gazabi Yazı

Tabut tabut söyle bana, var mı benden ölü bu dünyada.

Bardağın dolu ya da boş değil, kırık tarafıyla ilgileniyorum ben, gözyașlarım kırmızıya çalıyor  hafiften, yaşlılık emarelerim artıyor iyiden iyiye, kanım içimde kuruyor bilhassa. Mendil gibi kullanılıp atıldığım bu kaçıncı diye sormuyorum bile, en çok kendimden olmak üzere geçtim her şeyimden; mutluluk, ümit, tokluk, yaşamak...
Bir nefeslik candan başka neyim, görüyorum benim değil yerim yurdum.

Yaşamak ki artık bir başıma
Yaşamak ki bir göz karanlık odada
Sadece nefes alıp vermek
Sadece bu artık

Bir canım kaldı ilişmeyin ona da, gölgemin ağırlığına dahi katlanamıyorum, soluklarım bile düğümlü, sırtını döndü el açtığım kader; sert esiyor ölüm rüzgarı, kapılmadan edemiyorum, en sağlam kalelerim dimdik dursa da yosun tuttu görüyorum.
Yok başka gayem paslı bir ufukta ağır ağır sallanmaktan, nükleer kokulu yaralarıma iyi gelir mi sahi zamanın kara tozu.

Bir bardağın içinde asılı gazabım, öyle mi yorgunum öyle mi bitkin; duysan ağlarsın adım, büyüklük bende, hakkımı elde bıraktım. Düşmedim peşine, ıslanmıștım, kar kaldı yanına zalimle hainin.

Sonuna geldik işte,
Tam orda duruyoruz, aşağısı güç
Ruhum sarkıyor ortasına, hüzün sinmiş çukurun
Yok daha karanlık yok.
Hepim geride kaldı.  

0 Yorum:

Yorum Gönder