Rüyada Bile Özlemek

Aşağıdaki müzik eşliğinde okursanız mutlu olurum☺

Çok değil,bundan yaklaşık yarım saat önce falan bir rüya gördüm.Uzun kibrit çöpünün kısası;çok özledim,kelimenin en kuru manasında bile anlaşılabilecek kadar derin özledim.Kimi özlediğimi düşünmenize gerek dahi yok,sorsanız söylerim,o denli bıraktım gardımı elden.Bu özlem ara sıra böyle gömdüğün,susturduğun,yatıştırdığın bir şey belki ama,ne rüyalarına,ne de bilinçaltına(bir bakıma içindeki gerçeğe) dokunamadıktan sonra;düşünüp düşünüp de kendine unutturduğun kadar çaresizsin bir noktada...
Arkadaş tesellisi,yaptığın ve yapacağın icraatlar,hepsi hikaye;geçmiş çok başka bir şey çünkü bu özlem açısından,insanız sonuçta biz de bütün bir demete değil de dikenlerin arasındaki güllere hasret oluruz olursak,isteyerek ya da istemeyerek.Yani herkeslerin de bal gibi bileceği üzere(istisnasız herkes yaşamıştır çünkü bunu),ameliyat olmadan önceki o sefil bacaklara geri dönmek istemiyorum tabi;şayet düşününce de"O kişinin yanında olması uğruna bunu göze alır mıydın?"diye,zaten geleceği görmüş olmanın rahatlığıyla değil de harbi bir özlemle söylüyorum ki evet,
Bir kuşun ölümü kadar evet...

Kendimi bir ihanet bandosu gibi hissetmemde en çok payı olan da bu herhangi bir yerde durmayı beceremeyen özlem.Hepi topu iki tane,hadi üç diyelim;hayatımdan üç kadın geçmişken,öyle ya da böyle,herhangi bir şekilde geçmişken benim şu an dönüp birincisini özlemem.Biliyorum kendime kızmamam gerektiğini düşünüyorsunuz,çünkü elimde değil;ama ben de diyorum ki,elimde olsa bu sefer de özlemeyi seçecek kadar aptalım,halen daha cahilim,işeyaramazım,en önemlisi de birkaç kadının geride bıraktığı,pek manası olmayan bir şeyim."Hayır değilsin,aşıksın" diyecek gibi olduğunuzu hissediyorum,demeyin;demeyin çünkü beklediğim biri var ve o her kim olduğunu bilmesem de gelecek,biliyorum,inanıyorum.Onu da geçtim canımı yakarsınız,sadece onunla kalsanız yine tahammülüne değecek bir yatırım olur ama,benim sularım yeterince bulanık zaten,ben yeterince yaşlı;bırakın o kadınlar genç kalsın anladın mı,siz de öyle;baharları yaşayın,eğlenin,hatta sevin bile,sevdikleriniz de sizi sevsin vallahi yanmaz canım(belki biraz çıtırdar).Ben mi?Beni düşünmek ben istemedikçe hiçbirinizin haddine değil be canısı,siz hayatınızı kurtarın,mümkünse de unutun beni;belki bu,şu an bu yazıyı okuduktan sonra biraz zor ama olsun o kadar.Sevdiğimi bilin yeter,şuan vakit öğlene çalarken kimse benim sevmemişliğimden ya da az sevdiğimden söz edemez evet ama;siz yine de aklınızın köşesinden çıkartmayın n'olur...

Hem bir yerde okumuştum,unutamayanlar unutulunca daha kolay unuturmuş diye;bir şeyin işe yarayacağına kanaat getirmeyeli hayli oluyor,ama bu kıvranmayı bilseydiniz siz de istisnasız denemeyi seçerdiniz.O kadınlar gibi,son ikisi zaten adımı bile hatırlamıyordur kanımca,birinci desen;ara sıra aklına gelebiliyorsam ne mutlu,mesela yılda bir;ama sanmıyorum işte,hem sanmayıp hem özlüyor,hem de yanıyorum ne hikmetse...

(Buna ek olarak beni ilk kez okuyanlar için de belirteyim;aşk,arkadaşlık ve her ne varsa bu özlem hepsine de denk gelen bir varsayım gibi...)

2 Yorum:

  1. Kalbime dokunan nadir yazılardan diyebilirim buna. Ama artık tahammül gerek, özlem iyice arsızlaştı...

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel. Icimde anlatamadıklarımla dokundu resmen. Ama napıcaksın iste geldigimiz noktaya bak. Nolucak bilmiyorum bundan sonra ama yinede o kisiyi bekliycem yasamaya ve daha beter olmaya devam ederek belkide.

    YanıtlaSil