Susmağa Vardım

Susmağa Vardım

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Susmağa Vardım Image
Bir hoşçakalın cezası kaç ömür çekilirin deneyini yapıyoruz alenen. Biri yine yine yine söylüyorum sırf iyiliğim için bir şeyler dedi bana, bir şeyler dedi birine ama yanlış yorumladım ben. Dedim ki, oğlum Alptuğ, bu vakitten sonra anca can sıkmak yapacağın; olsa olsa kuru bir yapraksın dedim, görünce hüzünden dahası gelmeyecek kimsenin aklına. Alptuğ dedim, yapamayacaksın, sandığın gibi iyi

Çeki Düzen

Çeki Düzen

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Çeki Düzen Image
Olmayacak böyle bu, birinin hepimize çeki düzen vermesi gerek, hatta bana bunu döverek yapması gerek. Kimse koymuyor çünkü elini taşın altına bizden, ben koyardım çoktan ama benim ellerim kanlı; o tutulacak şeyse taş bile olsa, güzel yüreklerinin hatrına, kana bulanmamalıydı. Biliyorum kimse koymayacak elini taşın altına, kimse okumayacak burada yazanları, pişmanlıkları, yapılanların sebeplerini ve vesaireyi, biliyorum o taş

İyi İyiye

İyi İyiye

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
İyi İyiye  Image
En en en kötüsü de nedir biliyor musunuz dostlar? Bir kavgada, tartışmada, ayrılıkta ve vesairede iki tarafın da iyi olmasıdır. Biri kötü olsa tamam, kötü olan umursamaz ve diğeri de onun kötü olduğunu kabul edip devam eder. Oysa iki taraf da iyiyse beyne neden sorusu iştirak eder, iki taraf da hak etmez, iki taraf da kötülük etmek istemez,

Haksızlıktı

Haksızlıktı

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Haksızlıktı Image
Bir dizinin bir repliği var: "Senin canını yaktı diye, canını yakmak istersin ama sonunda yaktığında o canı, asıl haksızlık; ona bu kadar üzülmeden edemezsin." Bu hesaptı benimki de, içimdekileri yalan bir şekilde dökmeyeceğim buraya. Haksızlıktı bu anladınız mı? Çok içerledim bir şeyin kader gibi sunulmasına, bir kararın, "Böyle olması gerekiyormuş" kadar saçma bir cümle duymadım. Masal mı okuyorsunuz

Altı Saat

Altı Saat

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Normale zorla dahi yeriden kıpırdatamayacağınız bu ben, günümün dörtte birini sokakta geçirdim; hangi deliğe girmedim ki, kahvehanelerden kafelere, parklardan bahçelere, kalabalık caddelere, bilmediğim mahallelere, daracık sokaklara, dev kaldırımlara. Herkesi gördüm, çocukları, çiftleri, yaşlıları, yalnızları; gördüm ki başını eğiyor büyükler, gördüm ki korkuyor çocuklar, o vakit anladım ben benden gerçekten çıkmışım; karşı kaldırımdaki amcanın "Yorgun musun delikanlı?" deyişine olan

Alptuğ'un Mekanı