tag:blogger.com,1999:blog-45246946401542565942024-03-28T05:40:43.258+03:00Alptuğ'un MekanıYalnız ve yabancı hissettiğiniz o anda, biraz edebiyata ihtiyacınız olur diye...Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.comBlogger1917125tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-87803957628407755772024-03-28T05:39:00.003+03:002024-03-28T05:39:44.779+03:00Eski Arkadaş <div><span>Her şey hazır sayılır, sadecee bir sabah oluvermek kaldı, başka biri.</span></div><div><span><br /></span></div><div><span>Daha kuru sözlerim olacak</span></div><div><span>Daha anlamsız bakacak gözlerim</span></div><div><span>Herkesten tiksindiğim yüzümden okunacak</span></div><div><span>Ve varılamayacak üstüme çünkü uzun süreceğim</span></div><div><span><br /></span></div><div><span>Başka biri olacağım</span></div><div><span>Bir gün karşıdan karşıya geçerken tanımadığın</span></div><div><span>Eskinin en yakın arkadaşı ismen,</span></div><div><span>Tüm zamanların hiçi esasen</span></div><div><span>Kendini önemli bulmaktan korkan ve</span></div><div><span>Açıkça ömem verilmemiş de biri olarak</span></div><div><span>En kenara çekileceğim bu yüzden</span></div><div><span>Kenar bile beni unutana dek</span></div><div><span><br /></span></div><div><span>Beni tanımayanlar da garibim,</span></div><div><span>Hiç suçları olmadan üzerlerine alınacaklar</span></div><div><span>Omuzlayacaklar benden kalanı</span></div><div><span>Yapması gerekenlerin aksine</span></div><div><span>Oysa en çok onlardan kaçmak zorundayım</span></div><div><span>Yeni birer ihtimal olarak farkında değiller </span></div><div><span>En çok da en iyilerinin</span></div><div><span>En büyük korkum olduklarının</span></div><div><span>Yanılıyor olma korkusu, bedelini ağır ödediğim</span></div><div><span><br /></span></div><div><span>İşten geçen bir iş olarak ben, artık çok geç olarak</span></div><div><span>Gideceğim işte bir sabah, belki gece</span></div><div><span>Bensiz akacak yine bazı şeyler</span></div><div><span>Sanki önceden benliymiş gibi</span></div><div><span><br /></span></div><div><span>Eksiğimi hissetmeyen</span></div><div><span>Varken farkımda sayılır mı?</span></div><div><span>İnsanın asıl tabutu</span></div><div><span>Eski arkadaşları</span></div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-50283935196927446362024-03-24T05:17:00.000+03:002024-03-24T05:17:18.676+03:00Olmayacak Bir Dilek<div><br /></div><div>Geçmişe dönsem diyorum şu sıra, içimdeki haktan ibaret kine rağmen de şöyle bir düşünce tıklatıyor kalbimi: Keşke o insanların, henuz değişmemiş hallerini tekrar görüp, tüm bunlar yaşanmadan önce son kez vedalaşabilseydim. Benim insanlarımla.</div><div><br /></div><div>Bu yazı bu kadardı okuyucu, her şey açık zaten.</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-56937064921119297892024-03-21T05:39:00.001+03:002024-03-21T05:39:37.948+03:00Lanetli Şiir<div><br /></div><div>En yaşlı yalan geçmiştir, çekip gitmek gerekir</div><div>Lanet olsun inandığım insanlara ki inançları</div><div>Vursan da düşmüyor, güneşi kapıyor asılı gökte</div><div>Miyop değilim ben, gözlerim dolu yalnızca</div><div><br /></div><div>Her sabaha varırken bir şey daha bırakıyor</div><div>Beni ve kımıldamayı artık içimdeki</div><div>Çok pahalıya geliyor bu gece tarifeleri</div><div>Artık bilemiyorum, gündüzüm gündüz mü</div><div><br /></div><div>Geri dönülmez bir yol hayatım da, bu değil sorun</div><div>Döndüm diyelim hadi, kimseyi bulamayacağım</div><div>Hiç olmadıkları yerlere bakarak insanların</div><div>Uzun güzel konuşmalar yapmışım,</div><div>Meğer hep kendi kendime</div><div><br /></div><div>Yanlış anlama beni, kimseye etmem şikayet</div><div>Çek götür sadece, farklı bir gitmek lazım bana</div><div>Yetmiyor fiziki mesafe bile, çok dahası gerek</div><div>Beni benden alsın artık biri, fırsat vermesin</div><div>O acımasız ve gittikçe haklılaşan hafızama</div><div><br /></div><div>Götür beni okuyucu</div><div>Ben yapamıyorum burda</div><div>Daha ne diyeyim be</div><div>Daha ne diyeyim?</div><div>Kim vardıysa lanet olsun bu boş koltuklarda</div><div>Otobüsüm varmak değil çarpmak için artık</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-9204535713774419722024-03-20T05:28:00.004+03:002024-03-20T05:28:58.206+03:00Uçucu Şiir<div><br /></div><div>Biz onlardan değiliz</div><div>Bizi ya çok çok sever ya nefret ederler</div><div>Mütemadiyen ikisi de aynı sebeplerden</div><div>Tamam öldürmek istemezler belki ama</div><div>Zaten öldürürler farkında olmadan</div><div>Sorun da bu ya</div><div>Biz olmasak hiçbir şey değişmez</div><div>Yoğa karışırız, hiç olmamış oluruz</div><div>Her gün ki eksikliklerini</div><div>Birer ur gibi göğsümüzde</div><div>Tuttuklarımızın dahi</div><div>Hatta doğrusu, en çok onların</div><div>Belki de sadece.</div><div><br /></div><div>Bilmiyorum ne kadar anlıyorsun okuyucu</div><div>Fakat bil ki bu şiir uçucu, ben uçucuyum</div><div>Oku, çevir başını hayata karış sonra </div><div>Benim asla dahil olmayacağım</div><div>Hepinizin bir arada, memnun</div><div>Birbirinizi eğlediğiniz</div><div>Benim garip ve</div><div>Bu kıta gibi</div><div>Azalarak</div><div>Bittiğim</div><div>Hayat</div><div>Yahut</div><div>Neyse</div><div>Ona</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-40608254177615595222024-03-17T00:55:00.001+03:002024-03-17T00:55:31.362+03:00Kara Kaplı Defter<span style="font-size: x-small;">Ah benim kara kaplı defterim</span><div><span style="font-size: x-small;">Bak nasıl da yapayalnızız senle</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Ne ifade ettiğimizi gördükten sonra hele</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Nice dost dediklerimize</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Artık bu kelimeden utanasıya dek</span></div><div><span style="font-size: x-small;"><br /></span></div><div><span style="font-size: x-small;">Keşke dürüst olsaydı insanlar benim kadar</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Hakkımda düşündükleri başından belli olsaydı</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Ben gerçeği pat küt söylediğimden kötüysem</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Onlar yalan davrandığı, değer verir davrandığı</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Oysa beni içten içe hakir, zayıf, acınası gördüklerinden</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Kötü sayılmazlar mı? </span></div><div><span style="font-size: x-small;"><br /></span></div><div><span style="font-size: x-small;">Sorun düşündükleri değil, yansıttıkları</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Madem böyle düşünüyorsun, dost gibi yapma</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Siktir git afedersin, sanki gideni durdurduk önce</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Bir eksik bir fazla ne fark eder</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Gözüme batıyor zaten artık insan denen</span></div><div><span style="font-size: x-small;"><br /></span></div><div><span style="font-size: x-small;">Anlamıyorsun okuyucu,</span></div><div><span style="font-size: x-small;">O kadar çok oldu ki gidenler kalanlar bile değil artık mevzu</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Ben kendi verdiğim değere yanıyorum</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Yine eski bir dostun dediği gibi "FAZLA" olana</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Meğer dostluk o kadar da önemli bir şey değilmiş, yoldan geçen birine davranır gibi davransan yeriymiş, ben kaşındım.</span></div><div><span style="font-size: x-small;"><br /></span></div><div><span style="font-size: x-small;">Kime kendine verdiğin değeri verirsen yakarmış</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Artık en iyi insanlara bile dolu dolu</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Dostum diyemeyecek olmanın hüznü ile</span></div><div><span style="font-size: x-small;">Bitti ilan ediyorum. Bu şiirle birlikte çoğu şeyi. </span></div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-62523062054567897642024-03-05T17:57:00.002+03:002024-03-05T17:57:56.805+03:00Sevgisiz Günlük<div><br /></div><div>İşte yine buradayım sevgisiz günlük</div><div>Kendime çarpıyorum olağan hızımda kaçarken</div><div>Yırtık bir sayfa gibi unutulup gitmek, izsiz günsüz</div><div>Basmadan hiçbir hayata, fark edilmeksizin</div><div><br /></div><div>Ben parayı severim, isterim o da beni sevsin hani</div><div>Kullanacağımdan da değil, işimden başka bir çöpüm yok</div><div>Çalışmak ve çalışmak, belki gitgide temize çeker beni</div><div>Kafamı kaldıramayacak meşgul olursam her şey iyi.</div><div><br /></div><div>En iyi bildiğimiz şeyi yapalım, tek bildiğimiz şeyi</div><div>Sadece onu, hayat boyu, başka bir şey gelmeksizin akla</div><div>Aramızda kalsın, kimse alınmasın ama bizim neyimize</div><div>Geri kalan ne varsa işte.</div><div><br /></div><div>O kendimizi vurduğumuz yeşil avuntu</div><div>Peşinden hala yürünecek bir şey işte en azından.</div><div>Çalışkan da hırslı da değilim sevgisiz günlük</div><div>Benim başka çarem yok</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-75374704872991961032024-03-03T22:09:00.007+03:002024-03-03T22:15:12.790+03:00Karşılıksızlığın Tarihi<div><br /></div>İçten içe hep bilmek sevmediğini<div>Bunu kendi ön kabulün sanmak</div><div>Zorla, sevebileceğine inanmak sonunda</div><div>Fakat başından beri haklı olmak</div><div><br /></div><div>Kim suçlayabilir beni şimdi, yine</div><div>Peşin hükümlü olmakla, kötüyü çağırmakla</div><div>Hangi dostun lafı boş olmaz artık</div><div>Umut içerip de.</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-70615839431072722282024-02-27T23:43:00.002+03:002024-02-27T23:43:06.084+03:00İspatsız ŞiirSevildiğini duymalı insan, habersizce kapı arkasından da olsa,<div>Gözleriyle bile olsa görmeli, gıyabında bile dense bilmeli</div><div>Sevilenin bilgisi dahilinde olmayan, farkındalık taşımayan</div><div>Bir sevgi kendi varlığını nasıl ispatlar?</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-81255077337487979462024-02-24T13:24:00.000+03:002024-02-24T13:24:00.824+03:00KarşılıksızKarşılıklı biri değilim biliyorum, hiç olmadım<div>Yine de denk düşmek isterdim, karşılık bulmak</div><div>Başıma gelse tanır mıydım bu hissi ki?</div><div>Aşık bile olmamışken uzun zamandır</div><div><br /></div><div>Cebime koyup gitmek kendimi,</div><div>Anahtarın içeride olduğunu bile bile çekip kapıyı</div><div>Çıkmak dışarı hayattan bile belki, huzur geliyor </div><div>Başka bir ihtimale inanamadığım için</div><div><br /></div><div>Belki vardır karşılığım diyor insan yine de</div><div>Demek istiyor esasen ölesiye</div><div>Fakat söyle, burda değilse nerde</div><div>Onda değilse... Neyse</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-41997776609519340382024-02-22T20:41:00.008+03:002024-02-22T20:50:54.017+03:00Gözümün ÖnündenGiderek azalıyor işte gözümün önünden<div>Şöyle bir bakınca, bir şeyi anlatabileceğin dostlar</div><div>Bir güzeli çağrıştıran maviler ve en fenası işte</div><div>Durduğum yer azalıyor oluşum büyüse de</div><div><br /></div><div>Yalnız tortusuna bakarak yıllar boyu bi'rüyanın</div><div>Vurulup düştüm gözümün önünde, alan yok</div><div>Öyle ya, kalkma garantisi vermektir eğilmek</div><div><br /></div><div>Bir ansız bekleniş koparır beni uzaktan</div><div>Beklentisi olmak birinin, ne saygın meslek</div><div>Saymak demişken, ben bunu durduramıyorum! </div><div>Herkes, her şey geçip gidiyor gözümün önünden</div><div><br /></div><div>Peki sen</div><div>Durmaya var mısın benimle?</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-3764220511872357032024-02-15T01:20:00.000+03:002024-02-15T01:20:41.099+03:00Nelikli GömlekBir daha ait hissedemeyeceğini bildiği bir nokta vardır her insanın, mekansal bir düzlemden öte tekil kişilere indirgendikçe artar bilhassa bu. Yani ne mi söylüyorum?<div><br /></div><div>Aslında mesele hep "birinin neyi olduğumuz"dur, akrabalıktan ziyade ifadesel bir nitelikte yani. Mesela romantik ilişkileri ele alalım, aksi bir durum yaşandığında bizi üzen esas şey aslında karşımızdaki kişinin bize olan tavrından ziyade, bu tavrı sağlayabilecek en güçlü ihtimal, yani o kişinin içindeki yerimiz ve algımızın değişmesidir. Farz edelim biri olsun mesela, ortada hiçbir sebep yokken sevdikleri tarafından terk edilmiş; hatfa bu kişi bir şey mi var aramızda diye sormuş ve saçmalama falan diye terslemiş olsunlar. Çok yakın bir örneği anlatır gibiyim değil mi, ne acı.</div><div><br /></div><div>Buradaki paranoya anlaşılmaz bir unsur mudur sizce? Demem o ki bu durumlardan geçmiş birisi, artık aralarında çok basit bir münakaşa olan birine dahi korkuyla bakmaz mı? Anormal mi yani bu gerçekten? Karşı taraftan bakınca öyle evet çünkü karşı tarafın sebebini bilmediği yoğun bir panik var önünde ve bunu görünce haliyle endişeye kapılıyor, ben onu da gayet iyi anlıyorum.</div><div><br /></div><div>Esasen anlamadığım bir tek şey kaldı okuyucu: Arzulanmak, tercih edilmek, öncelenmek, bir beklenti olmak nedir ve nasıldır? Tek gibi görünmüyor ama öyle. Çünkü sevgi aslında bu sadece ve ben galiba bunu bilmiyorum gerçekten.</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-35887598385441465112024-02-15T01:07:00.000+03:002024-02-15T01:07:14.595+03:00İşte Ben Yalnız Bu YüzdenKaçırdığım şansların failleri bölüyor gecemi<div>İşte ben yalnız bu yüzden kendi yanımdayım</div><div>Beynimde bir hatıra ruleti, döndükçe kalıyorum</div><div>Tutun bana ey biri her kimsen, işte gözlerinin içi</div><div>İşte ben yalnız bu yüzden hayattayım</div><div><br /></div><div>Değil günler-cebir mevzu</div><div>Hak etmeyen ikilemler müjdeliyor halim</div><div>Alelade bir an, unuttuğumu sandığım bir yerden</div><div>Ses yükseliyor, ben düşüyorum, düşmek düşüyor</div><div>İşte ben yalnız bu yüzden...</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-31921033726012195682024-01-20T00:59:00.005+03:002024-01-20T10:54:22.900+03:00Son Dostlarıma Son Mektup<div><br /></div><div>Keşke kurduğum cümleyi anlamakla beni anlamak aynı şey olsaydı, yine de siz elinizden geleni yaptınız; fakat beni anlamak bana hak vermek demektir, çünkü benim baktığım yerden bakabiliyorsunuz anlamına gelir. </div><div><br /></div><div>Düşüncelerim ve hislerim sizi üzüyor anlatınca, anlatmasam yardımınızı reddettiğimi söylüyorsunuz; ama dostlarım kaçırdığınız dev bir nokta var, ben sizi üzmemek için onları söylemeyince onlar bitmiş olmuyor. Tam da bu yüzden gidiyorum işte, umarım bir gün anlarsınız. Çünkü siz varken de yokken de, bir ömür anlaşılmanın hasretiyle yaşadım, öyle olmasa bu blog bir gün biterdi kendiliğinden, keşke.</div><div><br /></div><div>Biliyorum çünkü kalsam bir tiyatro çevirmek zorunda kalacağız: Her nasılsın dediğinizde yalan söyleyeceğim ve yalan olduğunu saklayamadığım için üzüleceksiniz, hadi doğruyu söyledim diyelim, sıkılacaksınız, bu sıkılmanız sonunda bana kızmaya dönüşecek, bense sizi bu hale getirdiğim için yıkılacağım bu defa.</div><div>Bal gibi de öyle olacak, biliyorum, yaşadım. Hadi sustum diyelim, saklamış olacağım, aramızdaki şeye dostluk denemeyecek artık.</div><div>Bıktım abi dert anlatmaktan, sizinle aynı konuları döndürüp durmamdan; benim bu derdim anca ölünce geçecek, ben öyle demesem bile öyle.</div><div><br /></div><div>Bütün ihtimaller bunlar değil, bir tane daha var ama o da düşman başına: Siz de aynı yolun yolcusu çıkacaksınız, son nefesimize kadar birbirimizin gözünün içine bakacağız ama biliyorum bu defa da başka kimsemiz olmaz.</div><div>Ben bunu istemiyorum, siz bana kıyasla normal insanlarsınız, normal her ne demekse artık. Siz kaldığınız yerden devam, ben de başımın çaresine bakacağım; evet aynen böyle olacak, itirazlarınız geçersiz, çok istiyorsanız buyurun bana saymadığım bir ihtimal sunun ama hiç sanmıyorum. Benim yalnız ölmem gerek, kabullendim bunu, zaten her şey kabullenmekle başlıyor.</div><div><br /></div><br /><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://yorumguncel.com/wp-content/uploads/2022/09/leyla-ile-mecnun-6-sezon-2-bolum-ne-zaman-yayinlanacak-exxen.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="380" data-original-width="730" height="166" src="https://yorumguncel.com/wp-content/uploads/2022/09/leyla-ile-mecnun-6-sezon-2-bolum-ne-zaman-yayinlanacak-exxen.jpg" width="320" /></a></div><br />Son olarak, sürekli yalnızım diyorum ve kırılıyorsunuz ya, niye öyle diyorum ben? Hep şu iki adamınki gibi bir dostluk aradım; hep birbirlerinin yanındalardı, hiç yalan söylemediler, küsüştüklerinde bile birbirlerini birden bambaşka görüp siktiri çekmek yerine gelip yine birbirlerinin omzuna kondular... onu sunmaya çalıştım, sundum da hatta ama tek taraflı başarılı olmak bir işe yaramıyormuş. İstediğimi alamadan gideceğim, kabul, eğdim başımı her şeye.</div><div><br /></div><div>Sizler iyi insanlarsınız,</div><div>Umarım ben de öyleyimdir.</div><div>Her şey için teşekkür.</div><div><br /></div><div><div style="height: 0px; left: 0px; padding-bottom: 56.25%; position: relative; width: 100%;"><iframe allow="accelerometer; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share;" allowfullscreen="" scrolling="no" src="https://www.youtube.com/embed/pJK1kzfocqY?rel=0" style="border: 0; height: 100%; left: 0; position: absolute; top: 0; width: 100%;"></iframe></div></div><div><br /></div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-60500975538263529662024-01-19T02:56:00.002+03:002024-01-19T02:56:32.385+03:00Tek Soru<div><br /></div><div>Bir gün beni kaybetmek de önemli bir şey olacak mı?</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-49552118466965330392024-01-19T01:47:00.007+03:002024-01-19T02:00:07.652+03:00Ketum Olmak İsterdim<div><br /></div>Artık sadece sana anlatacağım her şeyi okuyucu, başkalarının zaruri "anlar gibi"likleri canımı acıtıyor kötü bir niyetleri olmasa da, artık tamamen biliyorum yapayalnız olduğumu.<div>Kimse kendini yerime koyamıyor, gerek de yok zaten; birine bir şey anlatmak yoruyor, susup öyle uzaklara bakmak istiyorum sadece, ne var öylece yanımda dursalar çıt çıkarmadan. <div><br /></div><div>Bugün hayatımda ilk defa bir arkadaşımı arayıp saatlerce konuşabildim, ne bunu yapabileceğimi bilirdim ne de bir gün ihtiyaç duyacağımı. O da şaşırdı zaten, bildi de tabii...<div><br /></div><div>Ben niye duygularımı saklayamıyorum ya, niye bu kadar çok seviyorum insanları, daha da önemlisi onlar beni niye sevemiyor bu kadar. Kör değilim ben de, görüyorum, herkes birbirini gayet çok seviyor; sen şimdi diyeceksin ki yalandandır o, haklısın da belki ama yalan malan, ihtiyacım var.</div><div><br /></div><div>Sana da sorayım o malum soruyu okuyucu: Kötü biri miyim ben?</div><div>Biri beni karşısına alıp "Evet orospu çocuğu sen şunu şunu şunu yaptın o yüzden de kötünün önde gidenisin amına koyayım!" diye diye dövse, yemin ederim daha iyi hissederim.</div><div><br /></div><div>Ah ben de biraz ketum olabilseydim, bu kadar belli olmasaydı biri yüzüme bakınca ya da sesimi duyunca her şey; boşverebilseydim, amaasn deseydim biri gider biri gelir, bizde böyle deseydim, işinize gelirse. Sorun şu ki biri gidip bini bile gelse o birlerin yerine değil kendi yerine geliyor. Gururum olsaydı, bu kadar belli etmeseydim şimdi bile muhtaçlığımı. </div><div><br /></div><div>Koca bir mezarlık kalbim,</div><div>Her mezarın başında eski arkadaşlarımın adı,</div><div>Hepsinin içinde aslında yine yalnız ben.</div></div><div><br /></div><div>Kimseyle tanışmamış olmayı dilerdim.</div></div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-45148412198320827892024-01-17T11:57:00.005+03:002024-01-17T12:04:32.071+03:00SıfırSen beni bilirsin okuyucu, kimse bilmese gene sen bilirsin; açık net yapayalnız biriyim ben, ha bunu da sorun ettiğimden demiyorum artık, yanisi şu ki böyle bir raddede artık birilerinin gitmesi etmesi çok da bir şey değiştirmiyor hayatımda, zaten öyleydim çünkü. Üzülmüyor muyum? Çok, çok çok fazla hem de ama; e yine zaten üzülüyordum.<div><br /></div><div>Şimdi diyeceksin ki "Bir şey değişmese kalkıp bunu yazmazdın.", ben de sana derim ki "Bir akıllı sensin." Bana da bundan dendi biliyor musun bugün, hatta bunu diyen dostum <i>-hala dost demek de doğru mu ona kalmış artık-</i> bir de ekledi: "Bir daha sana bir şey anlatmayacağım."</div><div>Bir şey anlatmadığın biri senin hiçbir şeyindir ki zaten, hiçtir yani bırak dostu mostu. Ne bileyim be, keşke bunu daha önce bilseydim okuyucu; zira o zaman ne değişecekti biliyor musun, ben bütün hayatım boyunca olduğu gibi kafamda biriyle olan dostluğumu büyütüp, yüceltip sonra da bir makam gibi göğsümde gerine gerine taşımazdım hiç olmazsa. Bi'de bu durum durup dururken oldu, yani sadece yaşadığı şeyden çok etkilenmemesi için bir anlamda moral vermeye çalışırken işittim tüm bunları; neyse, hayat zaten hep beklenen şeyleri verse hayat değil matematik olurdu.</div><div><br /></div><div>Sana şimdi en en en üzüldüğüm noktayı anlatayım ben asıl, bakma lafı dolandırdığıma, diyemediğim asıl şey şu:</div><div>Hani laf ediyorsunuz ya neymiş efendim insanlarla arama duvar örüyormuşum, kendimi soyutluyormuşum, gereksiz gardımı alıyormuşum böyle hayat olmazmış, sosyal olmak lazımmış, insanlarla etkileşime girmek lazımmış, hayatın gereğiymiş bunlar, farzmış... Ulan bir bildiğim var da söylüyorum ben, hem insanları hem kendimi bildiğim için söylüyorum; ben bal gibi biliyorum ki çok çok fazla kıymet veririm insanlara, çok el üstünde tutarım, yol arkadaşı gözüyle bakarım her dostuma. Bu boku bildiğim için kimseyle tanışmıyorum işte, tanışınca aha böyle oluyor.</div><div><br /></div><div>Ama yok abi, hayatımdaki bir avuç -ki ondan da az olabilir- insan yetiyor bana, ha diyelim onlarla da yollar ayrıldı yarın bir gün, o zaman da en fazla geçmişe dönmüş olacağım. Ben zaten sıfırdım uzun zaman, en fazla eski yerime dönmüş olurum. Fakat adım gibi eminim ki yeni herhangi bir insana lüzum yok artık, varsın dünyanın en iyi insanını elimin tersiyle itmiş olayım böylece ama sorun yok, yeter ki risk almayayım. Bana bu tavrımda hep haksız diyorsunuz çünkü sizin de yürüdüğünüz aynı yollarda ufacık çakıl taşlarına bile takılıp şarampole yuvarlanan siz değilsiniz sadece benim, beni anlayın da istemem, sadece söyledim, bitti.</div><div><br /></div><div>Sadece işim var benim, gerisi yalan.</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-76833920002364845392024-01-16T04:03:00.003+03:002024-01-16T04:08:31.609+03:00Kapalı DevreSırf "Bir gün karşılaşırsak ayıp olmasın." diye<div>Rehberinde tuttukların, takipte kaldıkların;</div><div>Karışmasın kanına, sen zaten yalnızsın bu durumda</div><div>Uyan diyorum yani okuyucu, olanların bile ne kadarı var</div><div><br /></div><div>Ehemmiyeti ondan geriye yediden az herkesi</div><div>At çöpe gitsin, ayıp mı nesi ayıp</div><div>Sen de bilirsin onlar da biliyor</div><div>Aranız değil kötü, bir aranız yok</div><div>Bu mu kabalık, yoksa şimdiki mi samimiyetsizlik hatta riya</div><div>Kısa bir şiir bu okuyucu, sen de uzatma</div><div><br /></div><div>En yakınındaki beşlinin ortalamasısın denir ya</div><div>Önce hayatını o beş kişiden ibaret kıl, ki inan zor değil</div><div>Onlara göre ekle yenileri, merhaba diyebileceğin herkesi</div><div>Yol olmaz eskinin iyisinden bile, üzgünüm ama öyle</div><div><br /></div><div>Köşeli olmayı sorun sayarlar, hayır efendim değil</div><div>Prensiplerin olsun, zor adam desinler, burnu havada, geçimsiz...</div><div>Bir eksiği görmek için önce tüm parçaları kenara ayırmalısın unutma</div><div>Bırak akraba imiş, yok yaşlı imiş, geçimsiz denirmiş hepsi önemsiz.</div><div>Sana yakışan insan tiplerini belirle, dahasına selam dahi verme</div><div>Ayıp falan olmayacak, çünkü zaten aranızda dağlar var</div><div>Ne ortak konunuz ne bakış açınız, sade insan olmanız</div><div><br /></div><div>Bugüne kadar verdin de hayatında olumlu olumsuz ne oldu</div><div>Öylece varlardı sadece, bazen isim bazen cisim</div><div>Kendini bil, yakışanı bil, bir çevre hedefle</div><div>Konfor alanını bilmem ama yaşasın kapalı devre!</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-24010332212858770642024-01-07T03:37:00.001+03:002024-01-07T03:37:58.721+03:00Gider Bir HaldeArabaya atlayıp öylece gitmek istiyorum bazen, saatler ama saatlerce, asla da bir yere varmaksızın. Bir yere varırsam anlamı kalmaz, ben gider bir halde kendimle kalmak istiyorum.<div><br /></div><div>Sürmek istiyorum sadece, pek viraj barındırmayan bir yolda, acelesiz ve alelade, bazen yola bile varlığımı unutturarak çekip gitmek istiyorum. Derdim olduğum yer değil, belki de olmadığımı arıyorum ama biliyorum yine de; vardığım an bir yere, aynı olacak yine, kapıdan çıkmadan aklımda her ne ve kim varsa geçmişten yine konacak gelip üstüme bir yükten farksız biçimde.</div><div><br /></div><div>Geçmiş İstanbul'da da benim, Kuzey Kaliforniya'da da öyle olacak. Kim bilir belki de yalnızlıktan kaynaklıdır bu tanımlayamadığım eksiklik ama sadece artık algılayamıyorumdur yalnız olmadığım zamanları hatırlayamadığımdan eksiğin neliğini.</div><div><br /></div><div>Belki de düzenli aralıklarla üstüne düşeceğim, günün gecenin büyük çoğunluğunu birlikte geçirdiğim birileri olsaydı eş dost, böyle olmazdım. Ama en zoru da o biliyor musun? Bul, tanış, alış, benimse, zor bela güven, sonra da acaba bu da aynı çıkacak mı diye gözünün içine bak. Fazla yeni olması gerekiyor, hatırlatmaması, kolaysa tabii. </div><div><br /></div><div>Sanırım gitmek kavramı benim için birileşti artık.</div><div><br /></div><div><style>.embed-container { position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden; max-width: 100%; } .embed-container iframe, .embed-container object, .embed-container embed { position: absolute; top: 0; left: 0; width: 100%; height: 100%; }</style><div class='embed-container'><iframe src='https://www.youtube.com/embed/fF2JN0epWMQ' frameborder='0' allowfullscreen></iframe></div> </div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-75621332779832906342024-01-07T03:05:00.000+03:002024-01-07T03:05:48.745+03:00Yaş Edim<div><br /></div><div>Ben harbiden yaşlandım galiba be okuyucu. Yok yok bu defa dramatik bir kanaldan söylemiyorum bunu. </div><div><br /></div><div>Ya abi yuva kurasım var mesela ne bileyim, yani böyle derdi günü ekmek kavgası olan, üç göz evi çoluğu çocuğu olan, öyle kendi halinde kavrulup giden o basit adam olmak istiyorum, basitlikte ferahlık vardır, konfor alanıma sarılıp uyumak istiyorum artık. </div><div><br /></div><div>Gözüm yok öyle bambaşka şeylerde, ne bileyim dünyayı gezmek gibi popüler hatta overrated fikirlerde; bizatihi kendi düşüncelerimden yoruldum ben, basitlik istiyorum, bütün gün dostluk kavramını falan değil de çocuğun okul taksidini... Ya ben o kadar iyi biliyorum ki beni daha mutlu edecek çünkü dünya çapında bir ödüldense, gece 11.30 gibi evde hanımla pikenin altına girip ikinci sınıf yerli dram filmi izlerken birbirimize "Sen bu durumda olsan beni bilmemne eder miydin?" diye sormak.</div><div><br /></div><div>Baksana uzun cümlelerin insanıyım ben hala, millet reels peşinde ben yarım saat kendi kendime konuştuğum şeyler çekiyorum. </div><div><br /></div><div>Valla kim ne derse desin, deniz kıyısı bir evim, bir eşim bir işim, aha da benim saadet bu kadar.</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-24151991594662319592024-01-03T03:39:00.001+03:002024-01-03T03:39:25.765+03:00Hiç Söylemediğim ŞeylerEvet yine eskiyi düşünüyorum okuyucu. Şimdi bugün sana daha evvel hiç demediğim bir şey demek istiyorum pek kimseye:<div><br /><div>Ben niye artık parayı bu kadar önemsiyorum biliyor musun? Bugün hayatımda olmayan onca arsız eski dostum aynı zamanda o kadar gurursuz kimseler ki, onları ancak yine onların uğruna delirdiği şeyle ezebilirim. E o da para.</div></div><div>Biliyorum başka hiçbir şey o midesizlere dokunmayacak, hiçbir başka şey "keşke öyle yapmasaydık" dedirtemeyecek. </div><div><br /></div><div>Benim zirvede olma isteğim bir tür erişilmezlik kaygısı ya da özel hissetme arzusu değil; sadece sniper gibi öcümü almak istiyorum hepsi bu.</div><div><br /></div><div>Belki bu dediklerim beni çok saldırgan sunuyordur şuan ilk defa okuyan biri varsa ama bilen biliyor hikayeyi; kötü biri değilim, arzuladığım şeyler de herhangi kimse tarafından kötülük olarak nitelendirilebilecek hiçbir şey barındırmıyor ama "intikam" kelimesi biraz kötü huylu sadece.</div><div><br /></div><div>Birini yaptığı kötü bir şey için pişman kılmak ve bu durumu geri alamayacağının üzerine bastırmak olsa olsa iyilik bile sayılabilir.</div><div><br /></div><div>Alın demek isterdim, "Alın köpekler, işte uğruna taklalar attığınız şey bu paçavra; kaç para o kullanılmamış insanlığınız, dostluğunuz; şimdi onu sizden alacağım ki başka kimseye zarar vermeyin!" demek isterdim. "Sizi hayatınızda hiçbir insanın size vermediği kadar değer verip güvenerek, emin olarak birer kardeş gibi yanımda taşımıştım..."</div><div><br /></div><div>Herkesin bir kusuru vardır, benim kusurum da bana duygusal olarak pahabiçilmez zarar vermiş kimseleri muhtaç durumda görme arzum olsun, kızmayın bana.</div><div>Biliyorum para beni mutlu etmeyecek, etmiyor da zaten ama en azından benim param olması birilerini kudurtacaksa bu da bir şey artık, onların seviyeleri buysa eşlik etmek gerekiyor ne yapalım.</div><div><br /></div><div>Ha ama yine de bunları düşünmeye gerek duyacak biri olmak istemezdim, bunun için özür dilerim okuyucu, benim hiç suçum olmasa bile.</div><div><br /></div><div><style>.embed-container { position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden; max-width: 100%; } .embed-container iframe, .embed-container object, .embed-container embed { position: absolute; top: 0; left: 0; width: 100%; height: 100%; }</style><div class='embed-container'><iframe src='https://www.youtube.com/embed/tK3iQAHNkJY' frameborder='0' allowfullscreen></iframe></div> </div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-88181472001162088952024-01-01T03:58:00.001+03:002024-01-01T04:12:07.030+03:00Bilgili Şiir<div><br /></div><div>Gün unuttu ben unutmadım,</div><div>Üstünü örttüm de saklamadım</div><div>Dört köşe uydurdum arasında uyudum</div><div>Bakmadım ardıma, gördüm bakmadan da</div><div>En ince en keskindir hep, sakın unutma</div><div><br /></div><div>Benimle birlikte eskisin isterdim her şey,</div><div>Halbuki ivmeli olan tek benmişim, sesim nefesim</div><div>Aha işte dün de oradaydı bugün de öylece</div><div>Çizer üstümü, ne kadar iyilesem, üstüme koysam</div><div>Burada bir halleri var hep, hatıralar, hatıralar</div><div><br /></div><div>Geçmişten uzaklaşamamaksızın yaşlanmak</div><div>Hani biliyorum ya, bilmesem belki de</div><div>Hani bilmemek yaşamamışlık olmuyor ya</div><div>Ne anlamı kalıyor işte o noktada</div><div>Kendimi eniyilesem de. Biliyorum ya.</div><div><br /></div><div>Geçmişe dönmek istemiyorum artık,</div><div>Düzeltsem de bir şeyleri, bileceğim ya düzelttiğimi</div><div>Beni yoran bunun kendisi.</div><div><br /></div><div><style>.embed-container { position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden; max-width: 100%; } .embed-container iframe, .embed-container object, .embed-container embed { position: absolute; top: 0; left: 0; width: 100%; height: 100%; }</style><div class='embed-container'><iframe src='https://www.youtube.com/embed/zsPjm8uv_JI' frameborder='0' allowfullscreen></iframe></div></div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-44662184164537788412023-12-30T02:37:00.000+03:002023-12-30T02:37:28.049+03:00Çekmem<div><br /></div><div>En ufak bir şeyi kaldırmaz oldu kafam okuyucu</div><div>Çitlerimden geçeni, çıt çıkaranı vurmak için bahane arar bir halim var. Naz çekemiyorum, naz değilse bile çekemiyorum. </div><div>Şarkıdaki huysuz, aksi, nalet üçlemesi bende buldu hayat; hiç kızılmayacak, hatta bir an durulsa belki öyle gülünüp geçilebilecek olaylar bile çığırımdan çıkarıyor beni, biliyorum çok tehlikeli bu ama zaten pasif agresif takılıyorum.</div><div><br /></div><div>Bir kalasım var, öyle bir kalasım var ki hem de; yıllar yılı gitmek türküsü tutturan ben, diğer herkesi göndermeyi daha mantıklı buluyor artık. Çünkü biliyorum, bir kere tadını aldım o zehrin: Alışmak.</div><div>Yalnız kalasım var okuyucu, şöyle kızmaya bahane bulamayacak kadar bir başıma; külfet geliyor zira artık birinci şahıslarla bile iletişim.</div><div><br /></div><div>Yıllar yılı bir yerden çıkarmadığım öfke böyle genelleşerek mi buluyor yoksa yolunu? Daha mı iyiydi sanki çıkarsam, çözüm bu mu denerek yine bana kızılacaktı; boşanmak kolay bekara.</div><div><br /></div><div>Kaldırmıyor artık kafam</div><div>Çekemem en iyi de olsa insan</div><div>Bir göz odam bir bilgisayar</div><div>Yetsin, neyleyim</div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-70712615743314244242023-11-22T03:23:00.003+03:002023-11-22T03:23:24.959+03:00Daha İyiyim <div><br /></div><div>Öbür tarafında kalmış gibiyim bir şeylerin. Evet uzun zamandır iyiyim, uzun zamandır dost kazığı yemedim ve bu çok kıymetli doğru... Fakat işte insan, şuan öyle değil diye nasıl yoksayabilir?</div><div><br /></div><div>Ön yargılarım esnedi biraz, o kadar da gard almıyorum artık galiba yeni insanlara; öncelikle kötü olduğu varsayımıyla hareket edip bu varsayımı bir an evvel geçersiz kılmalarını bekliyorum sadece ki, e o kadar da olsun artık okuyucu.</div><div>Geçenlerde çok eski, adı batasıca, lanet gelesice birinin, eski en yakın arkadaşımın doğum günüydü mesela ama unutabildim hayatımda ilk kez, bunun için o kadar mutluyum ki... Fakat benim hüznümü daimi kılan da tam bu işte, böyle gerekmesi yani.</div><div><br /></div><div>Ne vardı bunca yaşanan yaşanmayıp da, günden güne geçiyorsa dahi etkileri; sırtımda o ıslak yosun ağırlığını bırakmasalardı, o asla kaybolmayacak olan.</div><div><br /></div><div>Uzun süredir yeni dostlarım var, eskilere kıyasla yeni yani; burada ismini dostum diye anıp iftihar ettiğim neredeyse herkesin ulaşsa da keskin bıçakları kemiğime, ben yine bunun gerektiğini düşünüyorum.</div><div><br /></div><div>Eylül Yeşim Ustaoğlu ve Gizem Beşe mesela en başta, sonra kesinlikle Esra (Şuan yıllardır tanımama rağmen soy adını bilmediğimi fark ettim ama önemli değil, seceresini bildiklerimizden bir hayır gelmedi sonuçta) ve bir yıldan çok daha uzundur tanıyor gibi hissettiğim Aybike Özsöyke... Tabii başka da insanlar var, her ne kadar herhangi bir insana kıyasla az bile olsa toplamda; üstelik hepsine çok şey borçluyum ki çoğu bilmez.</div><div><br /></div><div>Doğrusu hala bazen eski şeyler geliyor aklıma, bazen bu dostlara eskilerin isimleriyle seslenecek oluyorum istemeden falan... Ama bu da geçer herhalde, neyse ki artık eskisi gibi yapayalnız değilim kalabalıklar içinde; teklikten içre dopdoluyum aksime.</div><div><br /></div><div>İşim - gücüm, dostlarım, biri eksik olsa bu günleri görür müydüm?</div><div><br /></div><div>Hem biliyor musun eskisi gibi aşka da özenmiyorum okuyucu, biri gelip o kişinin kendisi ve benim ona olan duygularım birden her şeyi farklı kılmayacak, yani ben buna inancımı yitirdim galiba; gerçi böyle dememe aldanma, sanki açmayacağım kapıyı vursa ama demek istediğim...</div><div><br /></div><div>İyi dostlar her şeye yeter ve ben uzun yıllar sonra tekrar eminim dostlarımdan. </div><div><br /></div><div><style>.embed-container { position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden; max-width: 100%; } .embed-container iframe, .embed-container object, .embed-container embed { position: absolute; top: 0; left: 0; width: 100%; height: 100%; }</style><div class="embed-container"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" src="https://www.youtube.com/embed/undefined"></iframe></div></div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-36515104285237761402023-11-08T00:17:00.000+03:002023-11-08T00:17:56.810+03:00NerdeyimSizi de epey ihmal ettim okuyucu, bu aralar çalışıyorum; öyle kafamı kaldıramaz bir halim yok yanlış anlama da, kaldırabildiğim anlarda da kendime yeni yeni icatlar çıkarıyorum, boktan püsürden bir şeyler uyduruyorum afedersin kendime vazife. İyi geliyor, pek vakit olmuyor geçmişi aklına getirmeye.<div>Şimdi diyeceksin ki "e madem bu yazdıkların neler?" işte uğraş didin anca bu kadar oluyor, gecenin köründe ansızın eski isimler, resimler...<div>Fakat bu yazıyı yazma sebebim bu değil, şu:</div><div><br /></div><div>Nerdeyim be okuyucu, hayatım nerden nereye geldi. Bir şeyleri özlemiyorum, keşke daha çok uzaklaşabilsem hatta ama... Bu şey gibi, nihayetinde tutunacak bir dal bulmak.</div></div><div>Çok kaptırıyorum kendimi belki, belki haklı artık kızan insanlar, belki evet sosyal yetilerimi iyice derinine kaldırıyorum hurçların ama...</div><div><br /></div><div>Uzun zamandır ilk kez gerçekten, sanki ağrı kesici almış gibi, geçmişe dönmeden yaşayabiliyorum, anlatabilseydim keşke geçmişi düşünmemenin ne kadar ekstra bir şey geldiğini bana. Sadece çalışmaktan ibaret biri olabilmeyi isterdim. Parası pulu da tatlı tabii ama, ah o bizzat kendisi yok mu? Çalışırsan aşık olamazsın mesela, ne büyük nimet aslında ama kim farkında? Çalışırsan kavga edecek vaktin olmaz, çalışırsan farkına bile varamazsın eğer yanında değilse orda bildiklerin. İnsan yeter ki kafasını gömebilecek bir şey bulsun, zira ne zaman ki kafasını kaldırır, onu ezecek biri de bulunuyor. </div><div><br /></div><div>Beni hep; Alptuğ iyi çalışır, geç uyur, zor unutur diye hatırlayın olur mu? </div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4524694640154256594.post-3798518735438074552023-10-25T02:47:00.001+03:002023-10-25T02:47:06.182+03:00Birtakım OluşlarSöylenmemiş bir detaydan korkuyor gönlüm<div>En ince iplerin ucunu belliyor başlamaya</div><div>Deli değilim ben di'mi? Değilsem bile</div><div>Görüyorum her şeyle o aramdaki izsiz duvarı</div><div>Alptuğ deli dolu, daha çok da doludur okuyucu</div><div>Bu başka kafa dikiyor beni çivi gibi hayata</div><div>Ben sağlamım da hayat değil ki.</div><div>Şimdi kalksam yürüsem, düşsem düşünürken</div><div>Yeni mi düştüm sanırsın, orda mıydım hep.</div><div><br /></div><div>Hiçbir şeyim yok kafamı çevirip bakmasam</div><div>Şeylerin düşünülmeyen yanlarından kendime</div><div>Evler yapıyorum değişmiyor ıssızlığım</div><div>Değişik şeyler konaklıyor aklımda bilhassa gece</div><div>Keşke diyorum mesela ağzımızı komple disciye verebilseydik, o da bize emaneten bir ağız verip ne gerekiyorsa yapsaydı bizimkine ve işi bitince çağırsaydı, alıp geri taksaydık. Bütün günüm böyle, dünyayı değiştirmeyecek ama ona asla da aynı yerden bakmayan fikirlerle geçiyor okuyucu. </div><div><br /></div><div>Bir ötenazi biçimi olarak düşünüyorum, zaman ve hatta geri kalan mefhumumdan eser yok; başka bir günde sanıyorum kendimi bazen, birine dediğim bir şeyi günler sonra tekrar diyorum, bazı detayları unutuyorum -ki ben yani, bilirsin- ve en kötüsü bunun için bir sebebim yok; depresyonda değilim, sevdiğim bir kadın yok ya da ne bileyim eskiden olduğu gibi bir usb hub'mışçasına iki milisaniyede bir geçmişi anımsamıyorum...</div><div><br /></div><div>Ben neden bu kadar farklıyım okuyucu? Hayır acı falan vermiyor ya da öteki hissettirmiyor -artık- ama merak ediyorum, daha ziyade neden başkalarının böyle olamadığını.</div><div><br /></div><div>Sen de şeyi merak et: yastık denen mereti kim buldu, ondan önce rahatsız olmayı kim buldu, ilk uyuyamayan kimdi... En önemli soruların en ötelendiğini görürsün belki. </div>Alptuğ Dağhttp://www.blogger.com/profile/04292605770590495659noreply@blogger.com0