11 Haziran 2025

Orijinal


Şu hayatta belki en büyük meziyetim otokontrolüm ve sınırlarım. Hiç kötü alışkanlığım olmadı, bir şeye kapılabileceğim anları her hissettiğimde kararlılıkla geri durdum, kendimi ve olmak istediğim kişiyi çok keskin çizgilerle belirledim, neyi sevip sevmeyeceğimi falan her şeyi; böylece heveslerle, gaza getirmelerle yahut sınırlarımın tabu nitelendirilmesi gibi tahrik yahut manipülasyonlarla zedelenmem söz konusu olmadı.
Nitekim sabit fikirlilikle asla karıştırılamaz bu sözünü ettiğim, benim derdim orijinalliğimin sekteye uğramaması, saçma şeylere özenip biraz ondan biraz bundan bir tip olup çıkmamak.

Şimdi sadece kafamda ezbere bildiğim bir ben ve karşımda her durum için değişkenlik gösteren bir "onlar" öznesi. "Onlardan değiliz Alptuğ, bu bize yakışmaz" diyorum, "Başta tatlı gelir ama değil." Bunları sadece kötü alışkanlık falan için de söylemiyorum bu arada, sadece demek istediğim...

Ben basit bir adamım ve öyle de kalmayı planlıyorum, basit şeylerden keyif alıp mutlu olan ve günümüzün herhangi kalıbına dahil edilmekten imtina edilecek denli belki sıkıcı, belki kimilerine göre köşeli bir tip olmaktan neredeyse gurur duyuyorum. Sizden değilim işte, o ortak hayatlarınız bana göre değil yahut ne bileyim olmazsa olmaz gibi lanse ettiğiniz rafine zevk ve hayalleriniz -misal dünyayı gezmek- o kadar da sarmıyor beni ve size buna dair bir borcum da yok, kim niçin benden yana beklentiye girer onu da anlamam esasen. Sözün özü, kalabalık olduğu için "normal" kelimesini tekelinde tutan herhangi bir düşünce, tarz, anlayış yahut yaşam biçimi beni vizyonsuz veya hayatsız damgasıyla asimile edebilecek kudrete sahip değil.

Sarmaz sizi benim fikirlerim, vasat (!) arzularım, hem zaten çekip gideceğim, siz hepiniz koca birer "onlar", bense tek başımayım; yanisi ilgilendirmiyor beni o hep bir ağızdan okuyup durduğunuz güzel kapaklı kitap ya da hepinizin gittiği o görmeden ölünmemesi gereken yer, mutlaka yapılması pompalanan ve adeta vacip statüsüne evrilen etkinlikler... Koca bir aynısınız ve bu aynılıklar bir tür gelenek halini alsın diye uğraşır yahut bundan maddi manevi gelir kazanırken o kadar da ilaç olmadığını göz ardı eder halleriniz var.

Ben başka bir hayatın mensubuyum; bir başıma, sessiz sakin, kendi çapında ve basit şeyler yaparak bunlardan anlam duyan, keyif alan, sıradan, alelade hayat süren, kendi halinde bir tip olmak istiyorum ve korkarım değer yargıları benim en son bile düşünmeyeceğim komik bir yanı insanların. Çok üstüme düşmeyin benim, ben o etkinlik arkadaşınız olacak yahut kendini hayallerinizi gerçekleştirmeye adayan "ideal" sevgili olacak kişi değilim.

Sadece duru bir nefesi her saniyesini hissederek almak, yıldızlara bakmak, basit bir tv filmi seyrederken bisküvi yemek çok mutlu etmeye yeter beni ve ben o bir şey kaçırma illüzyonuna düşmem, hayatı ıskaladım demem. Asıl soru, benimle misin yoksa sen de vasst kelimesini anlam bilmeksizin tu kaka ilan edenlerden mi? Basit olmak ne zamandan beri neden kötü oldu ki?

0 Yorum:

Yorum Gönder

Alptuğ'un Mekanı