Mahkeme
Bir mahkeme kurulsa bugün, asar mıydı beni?
İlk ve tek bir yanlışım yüzünden inkarına yeltenmediğim, askıya mı alınır acaba iyi biriliğim, silinir mi beni ben yapan diye onca peşimde gezdirdiğim kavram, erdem vesaire...Hala bir hakkım var mıdır yoksa, üstünde durduğum için mi bu denli büyüktür sadece? Bir ben miyim neyi hak ettiğini bilmeyen?
Boşa gitmiş sanki yaptığım yapmadığım her şey, ruhumu çöpe mi atmalı yoksa temizlenir mi? Değer mi sahiden bana yapılacak olumlu olumsuz şeylere? Bilmiyorum okuyucu, kendimi pek sevmiyorum artık, korkarım haklı da bir sebeple.
Ama bir daha kaybolmaya niyetim yok, beyaz ve geçirgen zemindeki bir lekeyi, kirli bir suyla çitilemeyeceğim, battı balık yan gitmeyeceğim, kitabı kapatmayacağım. Yüreğimde büyük değişikliklerle, kendime verdiğim bazı sözlerle; artık geri dönülmemek üzere, ya dünyanın en iyi adamı olacağım, ya da ona yaklaşmaya çalışırken öleceğim bir noktada.
Kötü bir şeyin devamını getirmeyeceğim değiştim sanarak, önce inanıp sonra gerçekten kötü olmayacağım; sevgiyle temizleyeceğim kendimi, iyi olan her şeye sımsıkı tutunup, hiç dönmediğim kadar arkamı döneceğim her karanlığa. Zaten pişmanlık dediğin, aksini yapmakla kaim; manası olmayacak uzun vadede kendimi bir şeylere vurup hayatı zehretmemin, derin nefesler alıp kendi kefaretimi, bıraktığım her şey ve yapacağım her şeyle ödeyeceğim.
Ben bugün içine kan düşmüş suyum okuyucu, siyanür değil ya, temizleneceğim!
0 Yorum:
Yorum Gönder