Toparlamak


Önce düşüp sonra vurulmuş bir kuş gibiyim okuyucu, hem çok geç hem neyse.

Görmüyorum sanıyorlar ama görüyorum, geçmişten, değersiz bazı yüzler beni dikizliyor, gençlerin deyimi ile stalk falan işte. Acaba toparladıysam bir kere daha tekmelemek için pusuda mı bekliyorlar. Eğer öyleyse üzgünüm, çünkü onlara umduklarını veremeyecek kadar uzağım her şeyden, toparlamak da buna dahil. 

Eğer bir şeyleri toparlayabilseydim okuyucu, evvela çeker giderdim, damla tereddüt etmeden. Ben kendi hayatımdan çıkan insanlar gibi değilim zaten; Alptuğ öyle bir gider ki, kimseye geride kalan biri gibi olmaz, çoğu onu hatırlamaz bile, gör bak. Devam eder hayat, şimdi ettiği gibi, benim için değil. 

İşte acabaya yer bırakmayan keskin bir itiraf: Kayboldum okuyucu, dönüştüğüm bu şey şimdiye kadarki en güvende halim olsa da, başka bir ihtimal olabilirdi ve bunu biliyorum ya... Tuz basıyor bilmek, toparlayamıyorum öyle de dursam.

Sorma ne haldeyim okuyucu, sorma. Söyleyemem.

0 Yorum:

Yorum Gönder