İhtimalden Hediyeye

Selam ey ahali, yine bu gece daha burdayız bakalım. Neden mi? Sanırım onca zaman sonra bir ayrıntıyı ziyadesiyle kaptım dostluğa dair. Malumunuz, ihtimaller kara ve çetin olduğu takdirde pek bi'evhamlıdır bu arkadaşınız, hele mevzubahis başkalarının iyiliği olduğu müddet; kaldı ki ihtimal denen o puştlar da bunu bildiklerinden olsa gerek, asla yanaşılmaya gelmezler çok şükür, neyse... Bunu zaten kapmıştım ama bunu kontrol altına alma peşindeydim uzunca zamandır, nitekim aldım, galiba.
İnsanlar hata yapabilir bunu ben de biliyorum, işte tam da buradan yürüdüm zaten; uzun zaman sonra idrakına vardım ki biri hata yaptığında, üst üste hatalar dizisi yaptığında, hatta bunlar artık kimse tarafından hata olarak görülmediğinde dahi... İpleri biraz yumuşak tutmakta fayda var anlaşılan. Peki bu ne demek? Şu demek: Bunu neden yaptın höt zöt etmeye başladığınız takdirde söz konusu hatadan -her ne ise artık- dönülebilmesi yahut dönme çabası uygulanmasına rağmen bu çabanın başarıya ulaşması ihtimalleri giderek azalır, dedim ya puşt ihtimaller işte.
Oysa bir de biraz dursanız, çünkü sürecin kötüye gidişi bile iyiye işarettir, henüz kötü olmamıştır zira; gözlemleyin yani, kıyısına geldiğinizde nasılsa zor kullanır hatadan döndürürsünüz gerekirse ama o zamana kadar sakinliği muhafaza edin, zira hatanın giderilmesinin yanı sıra yeni erdemler de getirir bu tavır, tecrübeyle sabit.
Yapıcı davranmak her zaman için olmasa bile kazanmak demektir, sabırla bekleyin, güzel şeylerden söz edin mesela, güzel ihtimallerden, her şeyin geride kalacağından; bunu masal gibi yapmayın tabii, muhakkak ki bir gerçekten çıkın yola ki asfalt mezar olmasın.

Sigara mevzusunu ele alın mesela, ilk olayın bahsine bile değmez ama ikiden bahsedeceğim, o da sırf siz bir şeyler kapın diye yani; şöyle ki ben niye içiyorsun falan bilmem ne köpürseydim -ki bilen bilir meşhurdur benim köpürmelerim, hala daha kalan vardır altında- muhtemelen adı anlamamak olacaktı, o vakit bunu hesap edemedim esasen ama yine de payıma en çok düşen şeyi yaptım tekrar, bekledim. Bekledim, üzüldüm, bir evvelki yazıyı yazdım ve şimdiyse bu... Çünkü o arkadaşın bugün dedikleri tam anlamıyla sabrın selametiydi benim adıma; öyle biri olmadığını bildiğini, bir şeylerden kaçmak amaçlı ettiğini bildiğini anlatan, kısacası her şeyin farkında ve yalnızca elinden biraz tutulması gereken bir durumda olup, tutulduğu takdirde kurtulacağını ifade eden cümleler kurdu. O bu cümleleri bu bilinçle kurmadı belki ama içine sakladığı anlam kesinlikle buydu.

Kafamız karışır bazen çocuklar, keşke o kafamızın karışmışlıklarında tutsalardı elimizden, keşke kafaları karıştıklarında görseydiler tuttuklarımızı ellerinden ama artık bitti işte. Artık su öylesine berrak ki, şunun şurasında yirmi gün mü ne, sonrası altın çağlar işte.
Nice günler geldi geçti, hiçbir şey için pişman olmadığım günler -değer vermek hariç belki- ve sonrasında yine oyununu oynayan hayat bana bu gece bir ders daha hediye etti. Hepimizi kurtaracağım arkadaşlar, ben yarı yolda bırakmaya yaratılmadım, yapamam; güzel günler göreceğiz, güneşli günler.☺

0 Yorum:

Yorum Gönder