Değişti İşler

Lafa üniversite sınavına 11 gün kaldığını söyleyerek başlamak en doğrusu, şimdi diyebilirsiniz "Oturup bunu kaleme almaktansa çalışsana!" ve muhtemelen haklısınızdır da ama bi'durun, ben o işi hallediyorum, her işi hallediyorum.
Biliyorsunuz olup bitenleri, bana deştirmeyin yine eskileri; diyeceğim o ki yolun sonundayız, o gün gün hatta an an beklediğimiz kurtuluş çok yakında ve naftalin kokusu kadar keskin. Bir korku yok da değil tabii, bi'bok beceremeyeceğim hissi herkeste olduğu gibi bende de var -ben eksik kalır mıyım zaten- fakat sorun etmiyorum, zira bir o kadar da kesin gözle bakıyorum bu maçı aldığıma. Çok bekledik, lafı hiç döndürüp dolandırmayacağım kusura bakmayın ama direkt olarak eziyetin tillahını çektik her türlü, çok yorulduk, son nefese vardığımızda kamu spotundaki gibi kendimize "Hadi baba!" dedik ve güç bela devam ettik ama şimdi... Şimdi bizim devrimiz başlıyor işte, tam şuracıkta.
 Bizli bizli konuşuyorum çünkü bu günlerden başkaları da etkilenecek, her şeyi hesap ettim ve tüm hesap ettiğim gibi olmayış ihtimallerini de hesaba katarak bir sonsuzluk oluşturdum; o kadar kesin söyleyeyim, bundan sonraki hayatım daha düzenli, bir kere artık öfkenin yerini dinginlik alabilir çoğunlukla, artık kendimi tamamıyla kendime adama vakti geldi, tek bir farkla... Madem o zor günler iyiden iyiye geride kalıyor, o günlerde yanımda olan kimseler benden geride kalmayacak, peki bu ne demek? O kötü gün dostlarımın, Sena Hilal Dedebağ olsun, Emir Arslan olsun, Beyza Eryıldırım olsun, Esra Taşçı olsun... Onların hepsinin bundan sonra kazanacağım her şeyde bir payı var ve baki de kalacak; şimdi sıra bende, günü geldiğinde misliyle karşılık vermek için beklemek sırası.

Değişti işler,
Çokça çalıştım
Yeni hayatıma
Mutsuzluk bırakmadım.

Hepimizin dertleri var, hepimizin dertleri dolu, bense hep hepimizi birden kurtarabileceğime inandım; benden başka itibar eden olmadı gerçi pek bu fikre, belki onlar bile doğal olarak, herkes terzinin kendi söküğünü dikemeyişine bakıp başkasınınkini dikmesini de beklemiyordu tabii... Artıksa işler değişti, kanatlarımı tamir ettim ben, şimdi başkalarını uçurabilmem için gereken bir tek şey var, o da kendi uçuşum için gereken zaman.
Zaman demişken, kendisi belki de ilk defa olumsuz etkilemiyor beni; eskiden zaman geçtikçe bazı şeyler ur gibi otururdu içime, zaman geçtikçe pratiğin de teorinin de inadına artış gösterirdi gözyaşlarım ve hüznüm vesaire vesaire... Zamanla yıldızım barıştı galiba, her şey yerli yerinde şimdi, rayına oturdu düzenim, planlarım kısmen de olsa tıkır tıkır, saydıracağım vakit dolunca takır takır.
Bugün de bu kafayla girdim belki de ilk defa sınava, sanki başarılı olacağımı önceden bilir gibi garip bir şey geldi, tak tak tak nasıl estim görmeniz lazım, sonuç olarak matematikte 24.75' net yaptım. Kötü olduğunu biliyorum, berbat, rezillik... Tabii bir MF veya TM için geçerli bu, ben ise o pek kimsenin uğramayı göze almadığı yoldayım, TS'yim. Bunları neden anlatma ihtiyacı hissettiğimi şuradan anlayabilirsiniz: Sene başında matematik netim 2 ile 5 arası gidip geliyordu, alın işte size artık bir şeylerin değiştiğinin, o bahsedip durduğum altın çağın bir martaval olmadığının en güzide kanıtı.☺
Her Şey Çok Güzel Olacak filminin canlı örneği gibiyim, nitekim orda filmin sonu o kadar da umulduğu gibi olmuyordu ama nihayetinde herifler mutluydu yani, benimki de o hesap..

Değişti işler,
Baki umutlar ve
Bakir mutlulukar
Artık beni bekliyor

Ben sadece kendim için çalışmıyorum, ailem için de öyle, motivasyonum yalnızca üniversite kazanmak gibi bir boktanlıkta ilerlemiyor, böyle ilerleyen varsa peşinen dönsün zaten... Benim hayatım yeni başlıyor, açıkçası bu seneye kadar her anlamda çektiğim rezilliğin izahı bile yok ama artık yolumu ben çiziyorum, değişkenleri değilse bile elemanları ben belirliyorum; o malum uzun zamanlarda yanımda duranın bu günden itibaren yükseğe çıkacağını, geri kalanın yerinde sayışını ve çöküşünü zevkle izleyeceğimi sizlere açık açık müjdeliyorum şimdi.
Bugüne dek bir kabul edilme kaygısındaydık doğrusu, arkadaşımız sandıklarımızı kaybetmeme kaygısıyla her dediklerine he dedik, tavrımızı koymadık, aman ağzımızın tadı kaçmasın derken hoşgörüyle sustuk, alttan aldık falan mesela; ya da birilerinin gözüne girebilmek için didindik durduk, statü yahut fizik olarak bizden güçlü birilerinin bizden bir şeyleri almaması yahut bir şeyleri elde etmemize engel olmaması vs. için hınçla sustuk kaldık... Korkarım artık bunların hepsi geride kaldı, dişe diş, kana kan, en kalın çizgilerle belirli bir hayat başladı bile; ben istediğim kadar var herkes ve her şey.
Aman ha bu cümlem kibir, öfke yahut gaddarlık olarak algılanmasın; ben o öyle dizilerdeki, güç eline geçince kendini kaybedip kötüleşen hakkı yenmiş iyilerden olamam ki, biliyorsunuz iyi kötü. Tek demeye çalıştığım şey, hakkımı alacağım, hakkımı onlardan, hakkımı geri alacağım... Bu kadar hakkı ne mi yapacağım? Gezeceğim, tozacağım, henüz tahrip olmamış türlü güzelliğin arasına karışıp biraz "nefes alacağım" artık; güzel insanlarla güzel işler yapacağım, kimsesiz çocuklara dost olacağım.

Değişti işler,
Ben de benim,
İyi ki varım,
Bunu kanıtlayacağım.


0 Yorum:

Yorum Gönder