Uzlaşmacı Olsaydı Hayat

Belki birazından uzlaşmacı olsaydı hayat, ne vardı diye düşünmemek elde değil; insanlar, haydi sevgiden de güç bela geçtim fakat bir tutam anlayış? Taburedeki fil çaresizliğinde oluşumun dışarıya beni bir gülle gibi göstermesi, arada nice fark fakat görülmüyor işte.
Mesela bu akşam olanları ele alalım, neydi o öyle hesap sorar gibi? Hesap sormadığımı biliyorum evet, sadece bir meraktı, asla aklımın ucundan dahi geçmedi neden derken en ufak ne kızgınlık, ne kırgınlık ne de yanlış anlama fakat... Uzaktan bakınca öyle duruyordu işte bunu ben bile gördüm; neden sordum bunu, neden pireyi deve eder oldum.
Son olanlardan sonra -yani son dediysem aylardır olup bitenlerin hepsi- diken üstünde gibi hayli hassas ve alınganlaştım, nitekim bunun dışarıdan bu şekilde yorumlanmaya elverişli bir şey olmadığının da bal gibi bilincindeyim ve yakan da bu değil mi beni? Birileri "Senin sinirlerin bozulmuş belli." dese, "Gel buraya, hepsi geçecek." dese, sarılsa mesela; yemin olsun tek başıma toplumsal çözülme yaratacak ölçüde höykürürüm belki bu değişimi, aşırı duyarlılaştım sanki, tıpkı bir hamile gibi, mesela bir ölüme.

Belki biraz uzlaşmacı olsaydı hayat, her yerim güneş yanığıymışçasına en ufak dokunuşta kıvranmazdım ve daha kolay olurdu, bari en azından giydiklerimin ardından gözükebilseydi yanmışlığım, yaptıklarım bu kadar tuhaf bir akıl zemininie sığmak zorunda kalmasaydı.
Anlıyorsunuz değil mi? Yani tutarsız falan olmadığımı ama bir şekilde, çok çok garip bir şekilde hayli tutarsız gözükebilmeye olan daimi elverişliliğimi? Doğru söyleyin, lütfen doğru söyleyin. Ne düşünüyorsunuz hakkımda, ne hissediyorsunuz, söylediklerimden kaçı, hangileri sizin için geçerli düzeyde inandırıcılık barındırıyor.
Hapşursam dünya dönmeyi durduracakmışçasına temkinli durmaya çabalarken bile an be an, kalbim mi, aklım mı, kalın bağırsağım mı emin değilim ama biri bana ağır bir oyun oynuyor, kendi içimden biri; adım adım paranoyaklığa koşuyorum belki de kim bilir; nitekim hala bu konuda ciddi bir endişeye kapılmamam gerektiğini biliyorum, çünkü bir şefkatle, çok ciddi, çok ağır ve çok uzun da olsa bir şefkatle hepsinin geçeceğini adım gibi, şuramda biliyorum.

Bahsetmeye bocaladığım şey işte sadece şu on bir saniye:

0 Yorum:

Yorum Gönder