Tanısan Seversin

Ne garip bir cümle değil mi bu, neymiş tanısan severmişsin. Aslında gayet büyük de bir cümle bu, sadece iki birbirini tanımayan insanın birbirini sevebileceğini müjdelemiyor; bu aynı zamanda demek ki "Tanısan seversin ama tanımıyorsun, tanıdığını zannediyorsun; deli gibi eğleniyor gözükürken aklımdan ne derece dehşetin geçebildiğini bilmiyorsun, olup biteni bilmiyorsun, kıyıda köşede sakladığım yanımı tanımıyorsun. Sadece bu da değil, seni ne kadar sevebileceğimden, beklediğimden, kısacası bir halttan haberin yok."
Ufacık, yalnızca iki kelimelik bir cümlenin bu denli derin olması şart mıydı? Hadi derin olmasını geçtim, bunun dokunan bir diğer yanı ise bu derinliği tek fark eden olmamız... Küçükken evcilik oynardık, ben hep yalnız olurdum; sonradan anladım ki oyuna özgü değilmiş, biz direkt kaybetmişiz.

Bizdeki ön yargıysa da yalnız temkinden,
Harcamışlar çünkü bizi;
ilk bölümde ölen oyuncu gibi,
Gözümüzün yaşına bakmamışlar...

Bizim en basit alışkanlığımız kendimizi kandırmak, hani şeydir ya, bir şeyleri unutmak adına başka şeylere vurursunuz kendinizi, sonra bir dönüp bakarsınız ki profesyonelleşiyorsunuz; lakin aslı öyle değildir işte olup bitenin, kendini kandırmaktan da kötüsü kandıramamaktır. Bal gibi bilirsin her şeyi sadece bir şeyleri unutmak adına, acısı hafiflesin diye yaptığını; unutamayacağını da, geçmeyeceğini de, olanın olduğunu da, herkesin mutlu mesut seninse bitap halde olduğunu iyi bilirsin.

Tanımak sevmek için yetmezse eğer,
Belli ki istemek gerekiyor sevmeyi;
Üzülme ki kardeşim,
Bizi kimler kimler istemedi...

Tanımaz ama kimse seni, herkes atlattın sanır yavaştan, geçti gitti sanır ama afedersin b*k geçmiştir; bakarsın ardından "Al işte o kadar da üzülmemiş, bir ay geçti kendini hemen başka şeylere vermiş." bile demişlerdir, vicdan rahatlatmışlardır, hepten bakmazlar artık arkalarına, hepten mutlu mesut devam ederler. Sen mi? Tüm tanınmamışlığınla devam edersin, bütün yargılanışınla... Dönüp itiraz da etmezsin artık, ağzını dahi açmazsın hiçbir şekilde; anca beklersin kuşlar gibi, yok biri gelecek, yok beni kimselere gösteremediğim o yan tarafımdan tanıyacak, yok beni sevecek diye diye beklersin. En acısı da şu: Bu bekleyiş, belki de yalnızca ömür bitene dek bir uğraş olsun diyedir, kendini kandırmak için.

Farkındayım ki umut etmek için bazı ipuçları gerekiyor,
Yemeğin piştiğine inanmak için kokusunu almak gerekiyor;
Sevmek için tanımak gerekiyor ama,
Tanışmaya korkum var artık...

Tanımamışlar bizi güzel arkadaşım, hepsine yazıklar olsun olmasına da biz n'apacağız böyle? Artık kelimenin tam anlamıyla "tanışmak" istiyor insan ölüm korkusuyla bile, tanışmak, yani tanıyor olmak, bilmek, tıpkı tanıdık gelmek gibi, içinden bir şeyler bulmak gibi vesaire vesaire...


0 Yorum:

Yorum Gönder