15 Temmuz Gecesi

Sakin kafa düşündüm de; gariban emir kulu yerine darbeci asker, bundan daha büyük bir grup sahada olsa tek bir insan dahi dışarı çıkamaz, yalnız önemli noktalar değil en basit mahalle araları dahi askerle dolar, hükumet ve muhalefetten kimseler o an tutuklanır ve istisnasız tüm tv, internet, radyo, telefon bağlantıları hatta elektirik dahi kesilirdi. Ya gerçekten bir oyun, ya acemice bir cesaret, ya da daha büyük bir planın erken uygulanmak zorunda kalındığı geceydi o gece; bunu da deneyimledik, çok şükür en azından umduğumuz denli bir zaafiyet verilmedi, demokrasi mücadelesine dair bir deneyim ve biraz da tatbikat gibi oldu. Siyaset yapmak değil amacım ancak sırf o geceden dolayı başkanlık sistemi ihtimalinin artması saçma olur. Sosyal medyada da yok oyun yok darbe yok kalkışma; herkes anın verdiği panikle çeşitli düşünceler sarf etti fakat bana sorarsanız bunlar o an düşünmeye bile değmeyecek şeylerdi...
Asıl o an düşünülmesi gereken Gölbaşı ve diğer mevzilerde yitip giden sivil ve görevli canlardı; meclis ve vesaireye bomba atılması da can kaybı olmadıkça Türk milleti için hiç sorun değil bence, doğru bir hareket hızla planlanıp uygulansa daha iyi olurdu tabi ama şunu söylemek istiyorum; meclis yıkılsa, hatta meclisi bırakın Anıtkabir dahi yıkılsa bu hiç bir şeydir, "her şey bitti" deyip teslim olacak gibi basit ve şuursuz bir millet değildir Türk milleti, gerekirse her bir şeyi baştan yapar da gıkı çıkmaz, kendimizi küçük görmeyelim, nice savaş zamanlarında nasıl şartlarda geçinip bu günlere geldiğimizi düşününce bizim için "Bundan daha kötüsü olamaz" denecek aşamaya gelmek bile sorun değil, ne yapar eder yine istikbale ulaşırız, bundan bir nebze şüpheniz olmasın...

Gelelim bana; ben ne sosyal medyada ne de başka bir yerde aman kaos falan filan diye galeyana getirmeye sebep olacak duyurularda bulunmadım, hatta bu bombalar olana kadar darbeye ılımlı bile bakıyordum; biz darbe görmedik çünkü, "Sadece hükümet düşer,halka bir şey olmaz" gibi düşünüyordum, jetleri gökte ilk defa milli bayramlar haricinde, tankları ilk defa büyük araçlarla bir yerden bir yere taşınması dışında sokakta gördüm, ilk defa bomba, roketatar vs. sesi işittim, ya yanıbaşımda diyeceğim bir mevkide ya da o derece şiddette, tam uykuya dalacakken dahi en az 7 defa bomba patladı o gece(uçak düşme sesi falan da olabilir birkaçı ama o an bunu ayrştıracak psikolojide değildik). Bu bana Suriye'yi düşündürttü direkt, Suriye'de bir aile evinde oturuyor, yemek yiyor, tv falan izliyor senin benim gibi, derken bizim o gece ya üzerimize düşerse ya bilmem ne olursa diye korkudan kaçıştığımız bombaların kim bilir kaç misli onların evine düşüyor, her eve düşüyor; herhangi bir milleti bu hale getirmekte payı olan her bir kimsenin iki yakasının bir araya gelmemesi en büyük temennimdir...
Kaldı ki kendi kendimizi vurmaktı bu, kendi silahlarımıza ta kendimizi; Allah'tan gerçek bir darbe söz konusu olamadan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yer alan "vatan hainleri" saptanmış oldu, gereğinin fazlasıyla yapılacağından da zerre kuşkunuz olmasın, Türk Silahlı Kuvvetleri tıpkı Türk milleti gibi asaletini muhafaza etmesini bilecektir.
Sokağa çıkma meselesine geldiğimiz takdirde bence aşırı akıllıca bir hamle değildi, Allah'tan ummadığımız başka bir olumsuz durum (terör gibi) gerçekleşmedi yahut gerçekleştirilemedi; ancak vatandaşın gerçekten böyle omuz omuza olabildiğini, direnebildiğini görmek gerçekten duygulandırdı, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyetinin ne şartta olursa olsun kolayca bozguna uğratılamayacağının örneklerine yepyeni bir tanesi daha eklenmiştir...

Darbecilere tepki ayağına sıradan masum halkın dışında bazı karanlık tiplerin de sokağa çıkması, sokağa çıkış çağrısının olumsuz bir yanı oldu; kendini bilmez, hayatında vatan kelimesini kullanmamış bütün it-kopuk, mahalledeki çakal, zevkine, eğlence olsun diye çıkıp kendini bir halt zanneden ergen bebeler, yaşını başını almış ama insanlıktan nasibini almamış hayal edemeyeceğiniz gariplikte tipler... Hiçbir şeyden habersiz, masum askerleri kemerle döven, başını kesenlerden tutun (bunun yalan ve doğruluğu konusunda pek çok çelişki var; örneğin Ali Nuri Türkoğlu'nun açıklaması gerçekten doğru olabilir, fakat onlar yapmadıysa da bunu yapan birileri gerçekten vardı.), Türk bayrağını yere serip namaz kılan vatanseverlere(!) kadar türlü tip kol gezdi o gece, millet Sıhhiye'deki parçalanmış tankla fotoğraf çektirdi; bu belki çok olumsuz gelmez ancak tank da bizim tankımız işte...

Sözün özü; "Meclisi bombalayacak kadar gözü dönmüş darbecilerle, asker kafası kesecek kadar barbar cihatçılar arasında kaldık..." (internette gördüğüm bir söz)

Şimdi her şey bitti mi, ne oldu, ne oluyor bir bilgi sahibi değilim,
Ama başımız sağolsun dostlar,

Dilerim bir daha olmasın...

0 Yorum:

Yorum Gönder