İstesem Bile


Her istememek hakikaten istememek olsa keşke okuyucu. Yani o bazı şeyler bizi üzer eder diye çekinişimizi istememek olarak yutturmak zorunda kalmasak keşke kendimize...
Hele ki insan okuyucu, insan nasıl başka insan istemez.

Her koşulda biraz yalnız, biraz eksik olduğumu, çivinin çiviyi sökeceğini bilsem de; o başımdan hiçbir an ayrılmamış korkuları var ya aynı şeyleri tekrar yaşamanın, hani düşünmemek adına bana sürekli bir şeyler yaptırıp bir anlamda aktif ve ayakta tutarken bir yandan mezarımı çoktan kazan.
Bilmiyorum okuyucu, insan onun için elzem olan bir şeyden, onun yoksunluğundan daha büyük bir acı ile nasıl kaçınır, bunu yaşarken bile bilmiyorum ben.

İtsen olmaz çeksen olmaz, oturup bir şeylerin kendiliğindenliğini beklesen ona da güvenemezsin. Galiba yaşım geçti benim, son çıkışı geçtim farkında olmadan.
Niye biliyor musun? Tut ki ben yanıldım ve her şey çok güzel olacak; bunu hayatta en güvendiğim on insanın onu da söylese bana, ben yine de inanmanın kendisinden korkacağım, daha doğrusu yeniden inanmanın.

Kaldı ki bilirsin, yaşamadığın şeyden korkmanın on katına bedeldir tekrar yaşama korkusu. Öbürü belki o kadar kötü değildir bilmiyorsun ama bunu biliyorsun işte, nr yaşadınsa en az o kadar kötü. 

İster aşk ister dost fark etmez, bir değil birkaç kez mağaramdan çıkarıldım Oğuz Atay'ın söz ettiği. Ayaz ben oldum. Ne kadar ısınsam, hatıram, hayatımın çoğu soğuk. Bugün ben tüm canımla istesem bile, hiçbir insanla, hiçbir sıfatla kavuşup bir olamam artık. Benden aldıkları buydu işte. 

0 Yorum:

Yorum Gönder