Yalancı Bahar

 
Yalancı bu bahar okuyucu, sen de biliyorsun. Bu gülüşlerim, güneşlerim, umutlarım, bulutlarım... Yalan akıyor dallarımdan, kendimi bile inandıramadım daha iyi herhangi şeye, mutlu olduğuma ya da olacağıma...
Resmen hoşlanmaya çalışıyorum hayattan, polyannayı klonlarıyla birlikte zincirledim adeta zihnime ama ne çare... Güzel şeyler güzel tabii ona ne şüphe. Oysa ben, güzel herhangi bir şeyle aynı hayatta olduğumu sanmıyorum, gizli bir duvar gibi arada, bilmiyorum ne kadar anlıyorsun. 

Denedim olmadı ki. Şimdi diyeceksin niye olmuş gibi yapıyorsun. E gördün, görmedin mi nasıl öteki oldum, korkudan bir yakmadıkları kaldı yalan mı? Kimsecikler de demedi ki bu garibin zararı kendine rahat bırakalım. Gerçi özür dilerim, bıraktılar ama rahat değil komple bıraktılar.
Çocuklar nasıl öğrenirse yalan söylemeyi aynı öyle işte, doğrumu duyunca beni mutluluğa zorladılar, doktora git bile dediler, hiç ilgilenmedikleri mutsuzluğumun kendilerini etkilediğini öne sürüp gittiler. Şimdi yalancıyım diye mi kızacaklar. Buyursunlar okuyucu.

Bugün bir ekran görüntüsüne rastladım okuyucu, 2017 yılında bile bunu konuşmuşum biriyle, muhtemelen artık olmayan biriyle gidenleri konuşmuşum yine, yine atlatamamıșım gidişi. Kişileri değil gidișlerini... Ne o gün ne bugün kimsecikler beni böyle basamamıș bağrına, yazıklar olmasın mı yani şimdi okuyucu? Canım okuyucu, diyememişler "Yahu bu çocuk da hassas işte bu konuda." aksine, aksi ne gerektiriyorsa aynen yapıp etmişler.

Belki de bahar diye bir şey yoktur, en azından benim için.

Recep Aktuğ - Neredesiniz
Önce dinle, sonra ağla okuyucu...

0 Yorum:

Yorum Gönder