Kalsın

Kendi merhametimin acısı göğsümdeki; tükürsem mermi, kussam karanfil. Madem üçüncü şahıs benim şiirdeki, madem sırlar bölüșülen dost sofrasında düşmemiş bize azık, ziyade olsun, yemiş kadar olduk.

Kötü gününüzde olamayacaksam istemez, kalsın iyi günleriniz, size kalsın. İkramca hürmetle size sunarken ben elemle sevincimi, kapı arkası kalmışım meğer özde, ne acı.

Belki beni üzmek istemediniz belki kızdırmak ama ne önemi var ki? Bilin ki ikisini de böylece becerdiniz. Ben mi abartıyorum diyorum ama abarttığım falan yok ya, dostlar, kardeşler arasında sır olmaz. Ha ne kardeşi dost falan değiliz derseniz ona bir şey diyemem tabii.

Her ne olursa olsun,
Sizler tırnağım kopsa bilirken benim böyle ortada kalmam ayıp oldu bana açık konuşayım. 

Madem budur geçen gönlünüzden, öyle ola; bundan böyle ne bir kimse ilgilendirir beni ne ben kimseleri, yok benim hiçbir şeyim falan, olmasın da, istemez, kalsın.
Dilediğini yapsın herkes, hiç düşüneni yokmușça korkusuz yaşasın kendince. Ben mi? Ben hep kendi kendime değil miydim? Düştüğümde kalırsanız da yürürken yanımda mıydı bir kimse? Bırakın olmasın zaten; insanmış, dostmuș, hele hele aşkmış... Eksik kalsın. 

0 Yorum:

Yorum Gönder