İks

"Sonuçta hayatımı değiştirebilsem bile neden değiştirdiğimi unutmayacağım."

Bu lafı uzun yıllardır bana ağır gelen bir mevzunun yeniden alevlenmesi neticesinde en eski dostuma söyledim. Bir şey diyemedi tabii, haksızsın gibi mesela; diyebilmesini isterdim oysa, bugüne kadar yaşantım hakkındaki tüm konuşmalarımızda yüksek haklılık payı olan biriydi çünkü.

Siz bilmiyorsunuz veya unuttunuz ama ben unutmadım kolumdan akan kanı,
Kolumdan değilse de, kan değilse de hala akıyor bile bir yerlerden...


O da biliyor, ben de biliyorum, sen de biliyorsun okuyucu...
Bu şey geçmeyecek, azalabilir artabilir ama geçmeyecek, tıpkı hastalığım gibi.
İnsanların yerine insanlar koydum, yerlerini fazlasıyla dolduracak kadar iyi ve benimle olan insanlar ama öyle bile tutmadı işte; kötülerin yeri dolar ama o değilmiş meğer mesele, eski benin içimdeki yeriymiş dolmayan. Yazık ki çabayla da olan bir şey değil bu, kötü alışkanlıkları bırakmakla, sosyalleşmeye çalışmakla, daha renkli giyinmeye başlamakla, dinlediğin müzikleri değiştirmekle falan olmuyor. Siz o beni görmüyorsunuz ama ben onunla yaşıyorum. Gün sonunda yangınlı dikenler gibi her bir hücreme batıyor kendimi kandırışım. Mutlu olmuyorum diyemem ama zaten mutluluklarım hatırlatıyor mutsuz zamanlarımı. Geride bırakırsam geride kalırım çoğunuz anlamıyor, ki ondan da geçtim ama yapamıyorum.

Kaçtım olmadı, bir yerden tesadüf falan filan fışkırdı yine her şey, her şeyi sığdırabildiysem bile bavula, intihar etti doluluktan anlıyor musun? Savaştım, yaktım, yıktım, ki saklayacak değilim bunları yaparken de delice zevk aldım ama değişmedi. Koluma girmenize izin verdim, el uzattınız inanmadan da olsa tuttum ama kalkamadım işte. Hiç ayakta olmamıştım ki.

Böyle de olmuyor tabi, insanlara onlarla gülüp eğlenirken bile alttan alta ele verdiğim hüzün onları da mahçup hissettiriyor. Buna hakkım yok, peki neye var? Neye hakkım var benim? Ya da şimdiki hakkımı büsbütün siktirettim, hangi hakkım vadesi dolmadan sunuldu bana?
Bu hayatta hep kanaatkar öğretmen gibi davrandım; insanlara en azından denediler diye, gidiş yollarından falan sürekli puan verdim ve çok açıkça canımı yakan kimselere dahi yer yer hakikaten sevgiyle bakmaya çalıştım... Ben de en azından denemiştim daha pozitif, daha sakin, daha neşeli, daha... Bitmez bu liste. Denedim, yetmedi yaklaştım hatta başardığım dahi çok oldu.
Yine de yakıştırılmıș bir kere bir sıfır, kimse tövbe düzeltmedi.

En önemlisi ne biliyor musun?
Ben bir sabah kalkıp bu Alptuğ olmadım,
Olduğum şeye ben de bayılmıyorum.

Dostlarıma:
Bu şey geçmeyecek, hayatım boyunca tesiri bende hüküm sürecek, bana galip gelecek... Geçmesi de gerekmez, alıştım siz de alışın, kırık da olsa mutluyum gerçekten, bırakalım bu yetsin bize. Sizleri seviyorum, aslında herkesi çok seviyor-dum... ama...

0 Yorum:

Yorum Gönder