Kısmet

Nasıl da arkası geliyor ilk taş düşünce; hoş, ilki düştükten sonra ha diğerleri oynamamış ha başıma yıkılmış farkı ne ki? Bitmedi gerekir ve biter tamam ama bu kadar da takır takır bitirilmez, yirmi dört saat geçmeden bir dost daha hayattan çıkarılmaz diyorsunuz biliyorum, demeyiniz, çünkü o sonu güya selamet olan sabır taştı artık. Tek bir endişe var sabah sekizi dört geçe aklımda...

Ya benim bu doludizgin kan gibi sıçrayan öfkemden nasibini, bakmaya dahi kıyamadığım da alırsa? Ya kendi tabirimle "hayatımı dezenfekte ederken" benim için olmazsa olmaz yararlı bir bakteri gibi, vitamin gibi o da erir giderse? Kalmam işte o vakit, tamam ben de biliyorum hep en kuru dallar kadar yalnız oldum ama o olmazsa yalnızlıktan bile eksiye düşerim, işte onu henüz tatmadım.

Tasalanmayınız ha, daha iyidir böylesi
Budur doğru ve en önemlisi
Budur en güzeli

Basit hedefler koydum kendime, örneğin mutlu olmak; çoğu kişi yanlış bilir, kendin için mutlu olmak cidden zordur fakat başkaları için mutlu olmaya çalışmak da vardır, işte o benim için de daha kolaydır, ömrünü başkalarıyla ömür bilen herkes için de.
Annem, babam ve B ile başlayan, hiç bitmemesini dilediğim biri için.

Karar verdim okuyucu, bir gayem mutluluk ve diğeri de o B ile başlayan güzelle ilişkimiz her ne sıfatla ve ne kadar sürerse sürsün, o süre boyunca onun ayağına taş değmesini dahi önlemek. Hepsi bu. Bu kadarıyla mutlu olabilirim, olacağım, en azından yanımda, en azından öyle ya da böyle benimle birlikte; dahasını da isterdim tabii, ömrüm solana dek onun gözlerinin içine bakmayı ama kısmet... Kısmet deyip geçmek gerekir bazen de işte, hele ki yorgunsan ben kadar...


0 Yorum:

Yorum Gönder