Konuşmam Lazım

Birileriyle konuşmam lazım galiba ama kiminle bilmiyorum, ne diyeceğimi de bilmiyorum, yalnızca bu ihtiyacımın belirli aralıklarla tıpkı bir kalp gibi içimden dışarıya oldukça şiddetle attığını hissediyorum. Belki de birinin beni bütün o duygusal inadıma rağmen ısrarla ikna etmesi gerekiyordur şu ya da bu konuda yanlış bir şey yapmadığıma; şayet öyleyse muhtemelen herhangi biri değildir bunu yapacak kişi, az çok aklıma gelen kişilerden biridir muhtemelen.

Biriyle konuşmaya ihtiyaç duyan da, herkesle ama özellikle de "biri"yle konuşmaktan budalaca kaçan da benim, kader işte.

Aslında bal gibi de farkındayım, herhangi birinin diyebileceği hatta yapabileceği herhangi bir şey o biri'nin tek bir kelimesinden daha etkili olamayacak. Konuşsam olmaz mı, belki de olur lakin ben de bu sorumluluğu alamıyorum işte, meğer ne de benzermişiz. Şimdi şey diyebilirsiniz tabii: "E bize ne diye geveliyorsun Alptuğ, sus o zaman!" ki haklısınız ama zaten ben bu yazıyı biri okusun diye değil, hafifleteceğini umarak yazıyorum sadece. İçki içenler de böyle değil mi, içiyorlar içiyorlar ama bir şeyin değiştiği yok işte, hal böyleyken benim yazmam mı mesele?

Sizlere kızdığım için özür dilerim sayın okuyucular, beni asıl kızdıran şey kızacağım hiçbir şeyin olmaması, ortada bir suç ya da suçlu olsaydı -misal kendim, ki umarım öyle değilimdir- her şey çok daha kolay olurdu.
Benimse üzerinde durduğum şeyin adı kader, kimsenin suçlu olmadığı, bir şeylerin nedenli yahut nedensiz sadece yaşandığı, öyle olacakmış ve öyle oldu; düzeltilemez de muhtemelen, keşke düzeltilse. Aslında bunun cevabını aradım epey süre, kendime ve diğer herkese sordum, her şeyi yoluna koymak ya da en azından bir gram daha iyi hissedebilmek için ne yapabilirim diye, cevap yoktu. Zor soruların cevapları vardır ama imkansızlarınki böyle sıkıntı işte, neden hayatta olduğum gibi mesela...

Öyle bir konuşmam lazım ki okuyucu,
Hiçbir şey anlatmamam lazım, susmam lazım -kimle konuştuğuma göre değişir ama belki sarılmam lazım- her şeyi izah etmem lazım bakarak dahi olsa, öylece durmam lazım, kimle konuşuyorsam onun da -tabii buna konuşmak denirse- benimle "durması" lazım, belki ikimiz de ölene dek, kim bilir. Var mıdır bunu göze alan? Yoktur okuyucu yoktur, iyi pazarlar sana.


0 Yorum:

Yorum Gönder