Otopsik Meram

Gecenin en karanlık ve en soğuk anının güneş doğmadan hemen öncesi olduğu bilgisinin ne ise yarayacağını her daim düşündüm çocuklar. Amnezilere bel bağlayarak kendini ayakta tutmaya çabalayan vücudumun içinde boşluktan olsa gerek yankılanan yegane soruysa daha kötü olup olmayacağıydı elbette, benim için zaten hep daha kötüsü vardır oğlum ben değilim burda ne özne ne kasıt ne haklı ne hak; diyeceğim o ki ezcümle, binip gitsem sessiz gemiye, daha kötü olur mu cidden neticesi şimdiden... Yılmaz Odabaşı'nın o meşhur ama buraya yazmayacağım - zira defalarca yazdığım- sözünden daha fazla tek bir şey gelmiyor aklıma, kelimeleri ustura halinde yazıyorum derman değil elzem diye meramıma. Kanımın herhangi bir durum sonrası vücudumdan tıpkı Nazi kamplarından kaçan masumlar gibi hiddetli fışkırmalarını anarak rahatlıyorum sadece biraz, günlerin geçmesininse yukarıda bahsettiğimin ve sessiz gemiyi limanıma yakın etmesi dışında bir esprisi yok. Ve belki bu yazı da tek parça bir kaya gibuy, mideye oturan ağırlık gibi, kısa bir hayat mesali tam şu anda...


0 Yorum:

Yorum Gönder