Durmak Türküsü

Hadi durmaktan iyi bir şey söyleyin bana? Söyleyemezsiniz. Bir durmak var, zamandan, mekandan, kişi ve kurmlardan tümüyle bağımsız, sadece olmak kadar bir durmak. Öyle bir durmak ki akıp giden hayatın içerisinde her şey bulanırken bir yerlerde göze batıcı belirginlikle kendi kendine... Aidiyeti boşver, çabaları boşver, insanları ve hayalleri boşver, olup biteni boşver, dur işte! Zira durup bakmalar uzadıkça silikleşiyor bakan hayattan, adeta tanrısal bakış açısıyla yeniden yazılıyor dünya, üçüncü şahıslıktan hiçinci şahıslığa geçmenin ne göründüğü kadar zor ne de kötü olduğu fikrine adapte olmanın verdiği rahatlıkla doluyor beden... İzliyorum ben de sadece, varlığım ve benliğimi havaya karıştırmadan duruyorum öylece; dışarısı kalabalık ve hep öyleydi, artık bu kalabalığın herhangi bir zerresine herhangi bir sıfatla aidiyet fikri en az sevmek kadar ürkütüyor beni...

İnsandan çok bir töz gibiyim anlıyor musun okuyucu? Neliğimi ve kimliğimi devreden çıkarınca geriye kalan bana aşık oldum belki de emin değilim. Hayattaki en sevdiğim cisimlere benziyorum git gide, kameralara: Ben varım ama beni ben yapan şeyin (görüntülerim) özelliği benden bağımsız olmasa bile muhakkak bensiz olması... Anlamıyorsun ve anlamayacaksın da, kasma; anlayın diye yazmayı bıraktım artık, anlıyor musun dememse yalnızca aramızda bir yakınlık kurma hevesimden, affet.
Bunu burada itiraf ettim zira hevesim kaçtı okuyucu, farkına vardım ki uzak olmanın objektiflik arttırıcı ve büyük resim gösterici niteliğiymiş benim yarama tümden der... derman değilse de şey gibi, hani çocuğun canı yine acır ama oyuncak verirsin en azından bi'dalar falan anlatabiliyor muyum? Öyle bir şey.
Aslında siz insanlar devasa bir yanılgının içinde yüzüyorsunuz, anladım ki anlanmak bizatihi en son ihtiyaç. Ben size anlatırım, sabaha kadar anlatırım, fotoğrafla anlatırım videoyla anlatırım onunla bununla anlatırım ama yaparım... Yapmasına yaparım da... Ne katacak ki beni anlamanız bana, benim sizi anlamam size ne katacak veya? Beni anlarken bile yalnız ve yalnız kendinizi kötü etkileyeceksiniz ki bu da bana sadece berbat hissettirecek yalan mı?
Anlamayı bile yanlış anlamışsınız siz insanlar, sizin kafanızda anlamak ile bütünleştirdiğiniz o anlama, anlamak değil pekişmek derdim ben oysa. Biriyle pekişmek ise en yalın ifadeyle yalnızca o kişiylelikle baki olan masumluk hissidir.

Ben masum bir insanım bunu biliyorum, ki bunu da iyi bir şey olarak demiyorum zaten hemen linç geçmeyin. Ben masumum ama masumluğumu kesinlikle hissedemiyorum çok uzun zamandır, belki de hissediyorumdur ama bizatihi hissedişim dokunuyordur bana bilemiyorum. Davula benzer bir halim şeklen zati var ama belki manen de davulumdur, uzaktan güzelimdir zira uzaklık dediğimiz şey aslolan anlam kavramını perçinleyerek benim üstüme beni örtüyordur.
Uzun zamandır şunun da farkındayım üstelik, bu durmak türküsü öylesine içliymiş ki ben bunca yıldır biri bile olmaktan kaçmışım; bir şey Alptuğ, birinin bir şeysi Alptuğ ya da bir şeyci Alptuğ falan aklınıza her ne geliyorsa işte...

Duruyorum şimdi çokça uzaktan
Zamandan ve mekandan ve olumdan
Bekâ, bekâret ve buhran kelimelerinin b'leri ile
Ama en çok da
"Ben bir bok bilmiyorum!" tümcesinin b'leriyle
Duruyorum, "nasıl?"dan öte "neden?" ile...
Yazının önceki bölümünde "siz insanlar" dediğimi iplememiş olabilirsiniz ama bu boşuna değildi; kendimi sizden biri gibi görmüyorum ki bunu da ne sizi ne kendimi daha aşağıda ya da yukarıda görerek yapıyorum, yalnızca bir değiliz aşikar, hepsi bu.
Durmak ki acıyı azaltır, buysa sizin bilseniz de kabul etmediğiniz yegâne gerçeklerdendir, duruyorum ve durdukça tehditliğimin azaldığını hissediyorum herkes ve her şey adına, bu sebepten de öylesine huzurluyum ki kalp atışlarım durmanın kıyısında ığıl ığıl süzülüyor bazen. Bazen uyur gibi oluyorum, bu sıkıldığımda -ki genelde sıkıcıdır nefes almam bile- ve bir yere gidişimde oluyor çoğu zaman, gitmek bu yüzden bu kadar anlamlıdır bakarsın... Adım atıyorum ama o kadar bulunduğum yerden uzağım ki, o kadar takip etmiyorum ki o an ne yaşadığımı, bedenimden çok uzak bir yerlerde ölüyorum sanki ama en iyi anlamıyla... Biri dürtüyor kendime geliyorum, "duruyordun" diyor, "durdurma" diyorum çünkü başım dönüyör...

Bir durmak türküsü ki tütüyor,
Dumanı dünyamdakileri azat ediyor;
Asla unutturmuyor, durduğum, uzak durduğum yer kadar güzeli olmadığını
Kitapları merkezime aldım eskisi gibi
Onlar ben olana kadar duruyor, ben ölene kadar duruyorum
Güzel duruyor, uslu duruyor, kendiliğimden kurtarıyorum


0 Yorum:

Yorum Gönder