Bilmiyorum

Belki her şeye bilmiyorumla başlamak en doğrusu bu defa, kelimenin tam anlamıyla en doğrusu bu zira. Yekten lafa gireceğim edebiyat parçalamaktansa, paramparça oluşumu parçalayarak ifade etmem ne denli alçakça olurdu bildiğim için.

Bir gün bir bakıyorsun en yakın bildiğin insanlar en uzağın olmuş... Biliyorum bu herkesin bildiği, çoğumuzun yaşadığı bir hikaye belki ama benimki biraz farklı; öyle ki bir önceki günü bu kimselerle iyi birer dost olarak bitiriyorsun, sabah kalktığından itibarense sanki düşmansınız. Hepinizin aklında aynı soru dönüyordur tabii şuan: "Sebep?!"
Bende de işte aynı o sorudan bir demet, tam da her şeyi yoluna koymuştum değil mi güya, hani düze çıkmıştım, hani tamamdı ha? Öyle miydi? Düşündüm, çok düşündüm ama yok, hayır bu defa en ufak bir hatam olmadı, kötü tek bir an dahi yaşanmadı, bir karıncayı dahi incitmedim eminim... Lakin yoruldum işte anladınız mı, öylesine yoruldum ki; pamuklara sararcasına tavizsiz verdiğim değerden görmek değil de derdim... Bilmiyorum, acaba ne lazım.

Öylesine bıktım ki keşke bir şekilde taşınmış olsaydım, madem böylesine bir tehdidim ve ne olduğunu dahi bilmiyorum, hatam her ne ise düzeltmek maksadıyla sormama rağmen adam yerine konup cevap dahi alamıyorum, madem birileri benim bilmediğim konularda bilmediğim birilerine uyuyor, birileri bana karşı saf tutuyor -ki ben zaten hep tektim, herkes birileriyle birlikti, herkes birilerinden yüz bulurdu, birbirine dayanırdı- ve belli ki ardımdan bir iftira, kim bilir ne çirkin, öğrenmeye dahi korktuğum bir iftira yürüyor, eski dostlarımca rahatlıkla benimseniyor, öyleyse bu zamanda, bu mekanda, bu vücutta işim ne?

Hayatım boyunca ön yargıyla yaklaşıldım, önceden bunu sorun etmezdim, neden etseydim ki, aklım mı eriyordu olanlara, böyle olabileceğine; hadi aramda adam gibi diyalog geçmemiş insanların başkalarına itibar edip toplum içinde bana yönelik atar yapması benim umurumda olmasın, hadi sorgulamayayım susayım, hadi sabredeyim bilmem ne yapayım ama ya eski dostum?
Öylesine yoruldum ki bu ön yargılardan, geçmişin ısıtılıp ısıtılıp önüme lapa gibi konmasından -ki böyle deyince insanlar beni geçmişte lanet biriymişim gibi canlandırıyor aklında, halbuki en fazla yaptığım şey ses yükseltmekti- öylesine usandım ki anlatamam. Yıllarca bu insanlar yüzünden kendimi kötü biri gibi gördüm ben, üstelik hala dahi biri onlara en ufak laf etse o kişiyle iletişimi keserim, o derece...

Suçlanmadan kabul görmek istiyorum artık, Alptuğ aşağı Alptuğ yukarı, kimseciklere beğendiremedik bile kendimizi; öyle ki biri birine bir şaka yapar, şaka yaptığı kişi de beni görüp kalaylar, sonra şakayı yapan kişi o değil ben yapmıştım der fakat şakayı yapana en ufak kızılmaz nedense, hatta gülünür; Alptuğ mu? Ondan özür dahi dilenmez. Böyledir bu, böyle geldi ama böyle gitmesin, kalsın biraz, bize de bir şeyler kalsın; bir güler yüz olsun kalsın, çok mu?
Ben öyle yıllardır alenen sevgi isterken siz beni yanlış anladınız biliyorum, kim olsa öyle anlar zaten, sorun değil.

Yok mudur öyle birileri ha? Ona buna bakmadan, kendi başına sevmeyi göze alabilecek, ister dost, ister başka manada beni yüreğinde taşıyabilecek; beni ben olduğum için seve seve kabul edebilecek kimse mi yok? Mesela beni tanımaya çalışacak biri, "Lan bak burada bir çocuk duruyor, kimdir, hikayesi nedir, derdi-ihtiyacı mı vardır acaba? Belki iyi gelirim, belki o bana iyi gelir." diye cesaret gösterecek, üstelik de bunu başkalarından yola çıkarak değil direkt benimle yapacak, yeri geldiğinde "Alptuğ öyle biri değil!" (ne diyorsalar artık) diyerek benim için birilerine kafa tutacak, hadi onu da geçtim ama benim için bir şey yapmaya niyet bari edecek bir Allah'ın kulu mevcut değil midir? Vardır, illa ki vardır; zira ben çok kişiyi kabul ettim, yine gidip yine gelseler, hatta bu döngü bi'16 defa daha tekrar etse yine kabul edeceğim galiba. Bu durum şey gibi oldu aynı, Ferrari fabrikasında çalışan adamın onlarca, hatta belki binlerce Ferrari'de emeği olmasına rağmen asla Ferrari'ye binmeyecek olması. Bilmiyorum ama bu kadar da imkansız olmamalı ya, üstelik de her şeye bu denli baştan başlamışken, bütün olmasa da çoğu hatalardan arınmışken, daha da önemlisi her nedense deüer vermeye meyilim artış göstermişken, n'olur o kişi sandığım denli uzakta olmasın, artık şuramda bir hayal olmaktan ziyade şurada ir varlık olsun dostluk yahut aşk, her ne isimle olursa olsun ama olsun, lütfen.

Bilmiyorum, anlattım ve bitti.


0 Yorum:

Yorum Gönder