Tabii Yazı

İçimde sönen ihtimaller var, boynumu kesen emniyet kemeri gibi bir şey belki de yalnız olmak; alamadığım bir risk gibi beklemek, gariptir ki zaman hala geçmekteyken. Yaşlı kabul et beni, huysuz, bitkin, bilhassa yaralı. Elleme ama gitme anlıyor musun?
Öylece seyretmeyi teklif ediyorum sana sakince, en fazla elimi tutabilirsin başkası güç; koşma işte benim için, ben zaten koşamam bacaklar malum...

Öylece durmayı sev benimle, dahası değil; şiir okur şarkı söyleriz, sarılır uykuya dalarız ama hayır. Elini kalbime sokup onu temizleyemezsin orda dur. Dur ki bana değil, afedersin, çok çok afedersin sikik geçmişime değil bize kalalım.

Benim için fedakâr olunmaz, unutulmak tabiatım, sen de uy buna, yanıbaşımda bile olsa.

Böyle alıştım ben kızım, korkutur sıcağın beni, öyle ani büyük bir sevgi.
Ben seni beklemekten başka bir şey bilmedim, kızma ama bazen diyorum gelmesen mi?
Hayır başkalarının beni ötelediği uzakla yahut bana yaşatılan veya yaşatılmayan, gözümün yaşına bakılmamış şeylerle cezalandırmıyorum seni; aptalca da gelse, gerçek bir yakınlık korkutuyor işte beni... Çünkü yanmak nedir biliyorum... ama yakmaya alışamam.

Ben senin yaramı sarmak için kedi gibi öylece gözümün içine bakmandan, ben senin için aynısını yapmaktan asla tereddüt etmeyecek olsam da benimle efkarlanıp karanlığa dalmaya, solmaya hazır olmadan katiyen hoşnut değilim.
Ben istiyorum ki içimdeki bu kof ihtiyarı senleşerek söküp atayım, tut çek beni neşene silah zoruyla ama n'olursun... Yağmurlu bir günde ansızın benleşme...

Hiç en büyük ihtiyacına hazır hissetmediğin oldu mu? Şimdi tanış benimle, belki öp bile, zira anca hazırlanırım.

Yalnız sana tabiiyim.

0 Yorum:

Yorum Gönder