Hitap Etmek

Sen, ben... Biz başkayız onlardan, herkesten belki. Kanımız uyuşmayacak asla, farklı bir sinmişlik olacak hep bizde; onlarla aramız iyi bile olsa asla ortak bir şeyimiz olamayacak, bunda ne onların ne bizim dahlimiz var. Mizaç mı denir buna, bilmiyorum, farklıyız işte, kelimenin tam anlamıyla "hitap etmiyoruz". Herkesten biraz farklıyız biz, herkeste düz ilerleyen bazı çizgiler bize gelince sapıyor biraz; bu sapma kötü bir şey değil aslında, hatta onlar da biz de kötü değiliz aslında bakarsan...
Kötü olan bizim çok az ve birbirimizden habersiz oluşumuz, Kars'ta yetişen bambu ağacı gibiyiz anlıyor musun? Farklı olandan hoşlanıyoruz biz ama asla farkından ötürü değil, bilakis çoğu zaman yalnız bu fark dahi burnumuzdan getiriyor hoşlantımızı.
Kabul ve takdir görmeyi unut, bil ki bunları görmek bile benimsenmeye yetmiyor ve asıl ihtiyaç da buradan doğuyor, en zor şartlarda herkes herkesi anlama yetisindedir zati ama ben hissedilmekten bahsediyorum.

Yenilikçi, belki radikal sayılabilecek her şeyimiz zul oluyor bu kalabalıklarda istemsiz.

Sana bana övgü de dizseler bizimle olamazlar, biz de onlarla  bu empatinin kat kat üstü bir şey ve böyle bir özelliği yok insanın. En sevdiği renk mor olana turuncuyu farklı tonlarda sunarak sevdirmeye çalışmamız asıl tonumuzu zehirler mi ona bakmak lazım.

Oturmuşuz biz, belli bir yazın  fotoğraf, sanat, dostluk, insanlık ve vesaire anlayışımız oluşmuş ve insanlar bizden değil. Bu. Bu kadar basit. Bu denklemi bu kadar iyi kurarken denklemin can acıtmasına diyecek söz yok, bari herkes kendindenlerle olup benimsenmişliği tatsaydı.

O kadar farklıyız ki başkamız yok,
Acı bunun içinde.


0 Yorum:

Yorum Gönder