Pek Yakında Mektubu

Pek Yakında Mektubu

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Yazmayalı çok oldu di'mi sana, sanki dost kazıklarından kendimi derslere, kamera ekipmanlarına ve sinema eğitimine vurmuşum gibi oldu di'mi? Hayır öyle değil, aksine sana olan bekleyişim, azalacağına kanaat ediyor da olsam bir umut ile arttı, sanki beni bir üniversite kampüsünde bekliyor olma ihtimalin diğerlerinin çokça öyesndeymiş gibi. Böyle düşündükçe kendimi fırtınada dümene asılan ve başaracağının bilincindeymişcesine gülümseyen bir

Değişmek

Değişmek

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Değişmek her zaman, hatta çoğu zaman olumlu bir şey değildir, içten içten, tatlı tatlı kaşınan bir yaradır; her ihanette, haksızlıkta ve vesairede yoklar bir defa. Zararı yok gibi gelir; ezilen adam sadece biraz bağırmaya başlayacaktır, şiddete uğrayan kadın sadece biraz tekme savurmayı öğrenecektir, susturulan çocuk ise biraz sert konuşacaktır... Çok masumdur değişim, nitekim öyle ilerlemez. Tadına vardığınız vakit

Ah'lı Şiir

Ah'lı Şiir

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Sona değerken her şeyimiz, Bana bir lahza mutluluktur Seni tanıma saadeti, Dahası gelmez bilirim, özleyeceğim. Ah benim mahçup kurabiyem, Ellerimi açıp gitme desem Şöyle ya da böyle yaşar mıydın benle Ayrı hayatlara akıp bitmektense. Sen benim dostum, sevdiğim, ablam, kız kardeşim Susarak anlaştığım, yolunu gözlediğim Hala sevdiğimi bilsen, biliyorum gidersin Halbuki yaramı sardın değil sensin diye sevmiştim. Ah

Kendimden Çıkarımla Okuyucularıma Mektup

Kendimden Çıkarımla Okuyucularıma Mektup

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Ne oldu şimdi, Alptuğ Dağ artık insanların huyuna gitmek istemediği andan itibaren değişmiş mi oldu? Hayır. Alptuğ ne yalancı ne de iki yüzlü; o yalnızca alttan almayı, uzun zamandır sürdürdüğü tahammülü aniden noktaladı. İçinde ise artık sınırsız bir öfke, kaynağının kendi olmadığı, kontrolünün de onda olmadığı, başka bir şey... Eskiden kırmızı çizgilerini inşa etmediği için herkes onu delip

Konuşmak ya da...

Konuşmak ya da...

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
ÖNCELİKLE KENDİMİN PEŞİNDEN GİTMEMİ SAĞLAYAN İNSANLARA, BAŞTA BEYZA OLMAK ÜZERE TEŞEKKÜR ETMEK İSTERİM. Bir insan neden konuşur? Basit cevapları var bu sorunun: Anlaşmak, anlaşılmak, ihtiyaçlarını dile getirip gidermek yahut mecburiyet. "Bir insan neden konuşmaz"ın da cevapları tam burada yatıyor aslında; anlaşamayacağını bilen insan ne diye konuşsun, karşısındakiler onunla anlaşsa dahi karşısındakilerle anlaşmak ihtimalinden, karşısındaki gibi biriyle ortak bir

Yedi Ay

Yedi Ay

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
İçimde uzun zamandır, belki bir yıldır tek bir düşünce: Gitmek. Buralardan, bu semtten, bu insanlardan, bu geçmişten. Buraya ait olmadığımın bura da ben de farkındayım, bunuysa ne kendimi yermek ne de övmek için söylüyorum, nitekim insanlar yanlış anlıyor, tıpkı şiir okuyuşumu hava atmak gördükleri gibi. Diyemiyorsun ki işte, ulan sanki çok matah bir şey, çok mutluyum da hava

Dokunulurluk

Dokunulurluk

undefinedth undefinedundefined
By with 0 Comments
Nasılız? Yazmadığım onca zaman sonra nasılız? Yani şeyi diyorum... Şeyi işte: Öğrenebildik mi be insan olmayı? Sizlere hepimizin teorik olarak bildiği, klişe bir gerçeğin hakiki yaşanılışının bilinenden ne denli öte olduğunu tasvir için buradayım bu gece, yani tam da bu yüzden... Biri vardır, tanırsın, tanımak derken ad soyad ve eser miktarda bilgi dışında büyükçe bir boşluk. Bu boşluğu

Alptuğ'un Mekanı