Olur Biter

Çok acayip bir laf değil mi? Bilmem ne yaparsın olur biter, bilmem ne falan filan olur biter... İplemez gibi bir edası da olsa, iyiye mi kötüye mi alamet bilmediğim derecede gerçekçi bir laf. Nedendir bilmem yaşamı ve ölümü anımsatıyor bana, her ikisi de olup biten şeyler sonuçta; kaldı ki gitmek de dahil, bunun dışında ilişkiler, dostluklar. Oldu bittiye gelir her şey, bu ki hem rahatlamaktır bir bakıma, hem de yakmak denizi, gökyüzünü. Tek kelimede, tek anda, tek bakışta neler başlar neler biter akıl sır ermez; insan yine de konduramaz işte, bitmeyecek gibi gelir derler ama, bazen öyle bile gelmez, yalnızca umulandır o ve asıl hissedileni örter kimi zaman. O da haklı, örtmese durulmaz buralarda; insan bildiği sonu, sadece olup olmayacağı belirsiz bir değişimin umuduyla bekler işte ve bu beklemek ister iyi ister kötü olsun, yorar, ölümcül bir yorgunluk...

Nihayetinde olacağına varır her şey, bugün de bir şey oldu, böyle olabileceğiyse en başından beri diğer ihtimallere fark atmaktaydı zaten; yanisi ne hazırlıksız yakalandık ne şaşırdık, oldu ve bitti, dostluk diyin, arkadaşlık diyin, birbirinin hiç bir şeyi olmadan konuşan iki insan diyin. Taktik nedir biliyor musunuz arkadaşlık ilişkilerinde: baştan beri sonsuz güveneceksiniz, ama bu güveni zedelemeyecek bir de düşünceniz hep bulunacak kıyıda ki şaşırmayın, sonra da hiçbir şey olmamış gibi devam. Eğer bu demek istediğimi gerçekten içinizde hissedebilirseniz hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirsiniz, aksi takdirde bu söylediklerim "Her şeye rağmen bir arkadaşlığın bitmesi zor olur." düşüncesi ile size hayalperestçe gelecektir.
Çok da takmamak lazım diyorum ya, içinde devam hevesi olanın yapacağı hareket bellidir, edeceği laflar bellidir zaten; hevesi olmayanla geçen zamansa yalnız vakit kaybıdır ve o da olup bitmiştir. İntihar mı ediyoruz ki ayağımıza taş diye bağlayalım insanları, geçmişi, olanı biteni; öyle olmamalı işte dostlar, biz göğe oynuyoruz bu defa, başımız hep yukarı hep ileri bakıyor.
Zira bu benimki bir yoldan dönmekti, bu yazıyı yazmamın asıl sebebi de bu; Dost olmaktan haberi olmayan, rahatlıkla çekip giden ve gitmeye izin veren kimi insanları hayat arkadaşın olabilecek gibi görmek de hatanın büyüğüdür zaten, neyse ki o hataya varmadan döndük yine, hiç yoksa oldu bittiden bir yazı türedi işte, buna şükür.

Olup bitmeler şart değil aslında, zaten sorun da bu ya,
İnsanoğlunun en pratik ve en güzide özelliğini hatırlatmak isterim, bağ kurmak. Bu bağ kurmak dediğim eczane camlarında yazan "Bağ-kur" ile ne derece alakalı bilmesem de, bazı insanlarla hepten alakasız olduğu aşikar işte, her şeyi ve herkesi gelip geçici görenler, hiçbir şeye o kadar önem vermeyenler mesela... kendimle çelişiyor gibi duruyorum di'mi şimdi; az evvel olur biter her şey diyordum, şimdi ise her şeyi gelip geçici bulanlara suç atıyorum. Öyle değil işte canlarım, arada bize yakışır incelikte bir fark var; oldu bitti demek geçti demek değildir çoğu zaman, zaten bundandır insanoğlu kıvranır eski aşklardan, eski savaşlardan, eski dostluklardan. Belkide bizi duygusuzlardan ayıran, iz bırakılmayı reddetmeyişimizdir, bir de gelip geçici olmaktan korkmamız; ama öyle dünya hırsı gibisinden değil, yalnızca sevdiklerimizin gönlünde, bakarsınız bundandır seven sevdiğine iyi şeyler eder, iyi bir iz olmak adına, olup bitmemek davasıyla.

Kısa kesiyorum, bu yazı da oldu bitti işte, siz dua edin iş işten geçmesin.


0 Yorum:

Yorum Gönder