Eksik Olsun
İletişim kurmayacağım insanlar hayatımda neden herhangi bir sıfatla yer kaplıyor diye düşünürüm sıkça, "bir gün işim düşer" kafasını da riyakar bulduğumdan olsa gerek çektim yine pimleri; haberi yok oncasının artık hayatımda olmadıklarından, ha olsa ne fark ederdi ya... Masadan eksildiği yok kimsenin, kullanılmayan rezervasyonlar iptal olup müşteri banlanıyor yalnızca.
Biliyorum hiçbir elleri kanda değil, kaldı ki diyelim meşgul oğlu meşguller, 21. Yüzyılda 1 hafta boyunca telefona bakmamak gibi bir realite kurmanız imkansız mesela... İhtiyacım olduğunda -ihtiyaç dediysem basitinden bir n'aber, ötesi değil çoğu zaman- ulaşamayacağım yahut alelade hatırına düşmeyeceğim, gerçek bir yakın ilişkinin doğal süreçleri gereği bir sıklıkta ve yalnızca içten gelerek öylesine dahi haberleşmeyeceğim birilerinin sıfatlarını hayatımda taşımanın ağırlıktan başka ne yanı olabilir ki? Bazıları insan mı null object mi diye dahi düşünüyorum inanır mısın? Sokaktan geçen herhangi bir tipe 20 lira versem çok daha iyi performans sergiler zira, ilahi komedya. Dost sadece bir kelime uzun zamandır, şimdi herkes tanıdık.
Her yola çıkarken pi'yi üç, kendimi yalnız ele almayı öğrendim uzun zamandır; kimseye güvenerek yapmam hiçbir planı, kimseyi hesaba katmam, yedek bir ihtimal olarak dahi tutmam; her ipi yalnız ve yalnız kendim göğüslemek üzere ellerim. Biraz da bu yüzden benim bunca sık yalnızım demem, arkamda öylece oturan güruhu, arkamda duranlardan sayamam ya. Her defasında sular çekilir, bir ben kalırım, bilirim.
Eksik olsun böyle dostlar, herhangi bir nesne daha işlevsel duygusal açıdan bile.