19 Ocak 2024
Ketum Olmak İsterdim
Kimse kendini yerime koyamıyor, gerek de yok zaten; birine bir şey anlatmak yoruyor, susup öyle uzaklara bakmak istiyorum sadece, ne var öylece yanımda dursalar çıt çıkarmadan.
Bugün hayatımda ilk defa bir arkadaşımı arayıp saatlerce konuşabildim, ne bunu yapabileceğimi bilirdim ne de bir gün ihtiyaç duyacağımı. O da şaşırdı zaten, bildi de tabii...
Ben niye duygularımı saklayamıyorum ya, niye bu kadar çok seviyorum insanları, daha da önemlisi onlar beni niye sevemiyor bu kadar. Kör değilim ben de, görüyorum, herkes birbirini gayet çok seviyor; sen şimdi diyeceksin ki yalandandır o, haklısın da belki ama yalan malan, ihtiyacım var.
Sana da sorayım o malum soruyu okuyucu: Kötü biri miyim ben?
Biri beni karşısına alıp "Evet orospu çocuğu sen şunu şunu şunu yaptın o yüzden de kötünün önde gidenisin amına koyayım!" diye diye dövse, yemin ederim daha iyi hissederim.
Ah ben de biraz ketum olabilseydim, bu kadar belli olmasaydı biri yüzüme bakınca ya da sesimi duyunca her şey; boşverebilseydim, amaasn deseydim biri gider biri gelir, bizde böyle deseydim, işinize gelirse. Sorun şu ki biri gidip bini bile gelse o birlerin yerine değil kendi yerine geliyor. Gururum olsaydı, bu kadar belli etmeseydim şimdi bile muhtaçlığımı.
Koca bir mezarlık kalbim,
Her mezarın başında eski arkadaşlarımın adı,
Hepsinin içinde aslında yine yalnız ben.
Kimseyle tanışmamış olmayı dilerdim.
17 Ocak 2024
Sıfır
Sen beni bilirsin okuyucu, kimse bilmese gene sen bilirsin; açık net yapayalnız biriyim ben, ha bunu da sorun ettiğimden demiyorum artık, yanisi şu ki böyle bir raddede artık birilerinin gitmesi etmesi çok da bir şey değiştirmiyor hayatımda, zaten öyleydim çünkü. Üzülmüyor muyum? Çok, çok çok fazla hem de ama; e yine zaten üzülüyordum.
Şimdi diyeceksin ki "Bir şey değişmese kalkıp bunu yazmazdın.", ben de sana derim ki "Bir akıllı sensin." Bana da bundan dendi biliyor musun bugün, hatta bunu diyen dostum -hala dost demek de doğru mu ona kalmış artık- bir de ekledi: "Bir daha sana bir şey anlatmayacağım."
Bir şey anlatmadığın biri senin hiçbir şeyindir ki zaten, hiçtir yani bırak dostu mostu. Ne bileyim be, keşke bunu daha önce bilseydim okuyucu; zira o zaman ne değişecekti biliyor musun, ben bütün hayatım boyunca olduğu gibi kafamda biriyle olan dostluğumu büyütüp, yüceltip sonra da bir makam gibi göğsümde gerine gerine taşımazdım hiç olmazsa. Bi'de bu durum durup dururken oldu, yani sadece yaşadığı şeyden çok etkilenmemesi için bir anlamda moral vermeye çalışırken işittim tüm bunları; neyse, hayat zaten hep beklenen şeyleri verse hayat değil matematik olurdu.
Sana şimdi en en en üzüldüğüm noktayı anlatayım ben asıl, bakma lafı dolandırdığıma, diyemediğim asıl şey şu:
Hani laf ediyorsunuz ya neymiş efendim insanlarla arama duvar örüyormuşum, kendimi soyutluyormuşum, gereksiz gardımı alıyormuşum böyle hayat olmazmış, sosyal olmak lazımmış, insanlarla etkileşime girmek lazımmış, hayatın gereğiymiş bunlar, farzmış... Ulan bir bildiğim var da söylüyorum ben, hem insanları hem kendimi bildiğim için söylüyorum; ben bal gibi biliyorum ki çok çok fazla kıymet veririm insanlara, çok el üstünde tutarım, yol arkadaşı gözüyle bakarım her dostuma. Bu boku bildiğim için kimseyle tanışmıyorum işte, tanışınca aha böyle oluyor.
Ama yok abi, hayatımdaki bir avuç -ki ondan da az olabilir- insan yetiyor bana, ha diyelim onlarla da yollar ayrıldı yarın bir gün, o zaman da en fazla geçmişe dönmüş olacağım. Ben zaten sıfırdım uzun zaman, en fazla eski yerime dönmüş olurum. Fakat adım gibi eminim ki yeni herhangi bir insana lüzum yok artık, varsın dünyanın en iyi insanını elimin tersiyle itmiş olayım böylece ama sorun yok, yeter ki risk almayayım. Bana bu tavrımda hep haksız diyorsunuz çünkü sizin de yürüdüğünüz aynı yollarda ufacık çakıl taşlarına bile takılıp şarampole yuvarlanan siz değilsiniz sadece benim, beni anlayın da istemem, sadece söyledim, bitti.
Sadece işim var benim, gerisi yalan.
16 Ocak 2024
Kapalı Devre
Sırf "Bir gün karşılaşırsak ayıp olmasın." diye
Rehberinde tuttukların, takipte kaldıkların;
Karışmasın kanına, sen zaten yalnızsın bu durumda
Uyan diyorum yani okuyucu, olanların bile ne kadarı var
Ehemmiyeti ondan geriye yediden az herkesi
At çöpe gitsin, ayıp mı nesi ayıp
Sen de bilirsin onlar da biliyor
Aranız değil kötü, bir aranız yok
Bu mu kabalık, yoksa şimdiki mi samimiyetsizlik hatta riya
Kısa bir şiir bu okuyucu, sen de uzatma
En yakınındaki beşlinin ortalamasısın denir ya
Önce hayatını o beş kişiden ibaret kıl, ki inan zor değil
Onlara göre ekle yenileri, merhaba diyebileceğin herkesi
Yol olmaz eskinin iyisinden bile, üzgünüm ama öyle
Köşeli olmayı sorun sayarlar, hayır efendim değil
Prensiplerin olsun, zor adam desinler, burnu havada, geçimsiz...
Bir eksiği görmek için önce tüm parçaları kenara ayırmalısın unutma
Bırak akraba imiş, yok yaşlı imiş, geçimsiz denirmiş hepsi önemsiz.
Sana yakışan insan tiplerini belirle, dahasına selam dahi verme
Ayıp falan olmayacak, çünkü zaten aranızda dağlar var
Ne ortak konunuz ne bakış açınız, sade insan olmanız
Bugüne kadar verdin de hayatında olumlu olumsuz ne oldu
Öylece varlardı sadece, bazen isim bazen cisim
Kendini bil, yakışanı bil, bir çevre hedefle
Konfor alanını bilmem ama yaşasın kapalı devre!
07 Ocak 2024
Gider Bir Halde
Arabaya atlayıp öylece gitmek istiyorum bazen, saatler ama saatlerce, asla da bir yere varmaksızın. Bir yere varırsam anlamı kalmaz, ben gider bir halde kendimle kalmak istiyorum.
Sürmek istiyorum sadece, pek viraj barındırmayan bir yolda, acelesiz ve alelade, bazen yola bile varlığımı unutturarak çekip gitmek istiyorum. Derdim olduğum yer değil, belki de olmadığımı arıyorum ama biliyorum yine de; vardığım an bir yere, aynı olacak yine, kapıdan çıkmadan aklımda her ne ve kim varsa geçmişten yine konacak gelip üstüme bir yükten farksız biçimde.
Geçmiş İstanbul'da da benim, Kuzey Kaliforniya'da da öyle olacak. Kim bilir belki de yalnızlıktan kaynaklıdır bu tanımlayamadığım eksiklik ama sadece artık algılayamıyorumdur yalnız olmadığım zamanları hatırlayamadığımdan eksiğin neliğini.
Belki de düzenli aralıklarla üstüne düşeceğim, günün gecenin büyük çoğunluğunu birlikte geçirdiğim birileri olsaydı eş dost, böyle olmazdım. Ama en zoru da o biliyor musun? Bul, tanış, alış, benimse, zor bela güven, sonra da acaba bu da aynı çıkacak mı diye gözünün içine bak. Fazla yeni olması gerekiyor, hatırlatmaması, kolaysa tabii.
Sanırım gitmek kavramı benim için birileşti artık.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)