Unuttum Mu Beni


Şöyle gerçekten bir şey arzulamayalı ne kadar da olmuş okuyucu, yani gerçekten çok çok istemekten söz ediyorum maddi yahut manevi. Bu aslında pratikte iyi bir şey AMA hayat asla pratikten ibaret olmadı ve kim ne kadar diretirse diretsin olmayacak da, hatta hayatın teorik yanını bir tür insan uydurmasına, bir masala benzetip kıymetsizleştirseler dahi.

Pratikte iyiyiz, lakin bu önemsiz mi kılıyor teoriği? Sen mesela canım okuyucu, teorik manada da yakıştırıyor musun "iyiyim" lafzını aynı oranda kendine? Şahsen bende biraz büyük duruyor ya böyle ne bileyim kolları falan; aslına bakarsan hani bilmediğin bir şeyin eksik olup olmadığını bilmenin mümkün olmaması gibi bir tür çaresizlik bu, öyle ki çaresizliğimizden de bi'haberiz.

Düşünsene bir an şöyle, bilmediğin iyi bir şeyi kaçırıyor olma ihtimalini düşün, belki de bu yüzden mutluluk diyorlar cahilliğe ama bunu düşünme noktasına gelebilen biri nasıl dönecek? Hayır yani söylerseniz ben dönmeye niyetliyim de o bakımdan.

Ben reddetsem de, istemesem de, bazen nefret etsem de doğru benden bağımsız olarak yine doğru: İnsan hiçbir şeyi tamamen yalnız yapmamalı aslında, evet doğru tam olarak bu; öyle basit fiilleri kastetmiyorum, benim gönlüm, insanların zor geldiği için tadından artık hemen vazgeçebilir olduğu, hallerde. 

Bugün Esra dedi ki: "Sen hep çok duygusalsın (ama) duygular artık çok zor insanlar için." çoğu gerçek arkadaş gibi haklıydı da; yine de okuyucu, öyle zor diye her şeyi kenara koyup manasızlaşmasını seyredeceksek, yavaş yavaş her anlamı uydurulmuş bulup kolaya alışacaksak herkesin öyleliğinden bir gereksinim kapıp, neresinde kendimiz olacağız hayatımızın? Kendine haslığı, değişmez münhasır özellikleri olan biri olacağız? 

İşte bu yüzden yalnız yapmamalı insan, öbür türlü kendini yanlış hissetmeye hazır çünkü. 
Yoksa, Sezen'in şarkıda "demediği" gibi:
Unuttum mu beni, her şeyimi; sildim mi bütün izlerimi? 

0 Yorum:

Yorum Gönder