Yanlışlıkla Balgat'a Giderken


Bir belediye otobüsünün takriben ölü camından dışarı bakarak yazıyorum bu yazıyı, üstelik yanlış yönden bindiğim için bütün Ankara'yı dolaşacak olduğum gerçeğiyle birlikte. 

Çok daha soyutlanıyorum böyle zamanlarda, kalabalıklara bakıp "Senin neyine" diyorum; ya cazip gelmiyor ya da cazip yanları çok uzak benden. "Kimsin" diyorum kendime, tamam insanlar insanlarla da, birileri birilerinin bir şeyi de, sen Alptuğ? Ait değilim, olamıyorum, ne benimseyebiliyor ne tat alabiliyorum. Camın dışındayım aslında ben, hep, biliyorum. 

Islak yollar, ıslak içim; tek başımalığımı vurgulayan neoklasik bir anlatı olsaydı bu hayatım, durmasın derdim bu otobüs; bir geçtiği yerden bir daha geçmeksizin, yolcu almaksızın, tam gaz ben ve yalnızlığım. Ama... 

Biliyorum bu otobüs duracak, inmem gerekecek 
Bazı şeyleri unutamayacağım, dinmeyecek
Kimler kimler olsa da yanımda; o günlerden beri, hep yalnız hissedeceğim. 

Doludizgin gidiyor olsam da şimdi, 
Bu bilgiyle ben, hep aynı yerde kalıyorum. 

0 Yorum:

Yorum Gönder