Nükseden
Sadece senin ve benim bildiğimiz sır kalmak isterdim okuyucu, kaybolmak isterdim, herhangi kimseyle hiç tanışmamış, alışmamış, bağ kurmamış olmak isterdim; kurunun yanında yaşı da ateşe verip iyi ve kötü her anıyı öldürmek isterdim... Tezat gibi duruyor biliyorum, insanlardan bu denli kaçarken yegane derdimin bu denli kendi kendime kalmışlığım olması; ama yalnızlığı lüks bir tercih olarak yaşamayan hiçbir birey zorlanmaz bunu anlamakta eminim. Tadını bilir gibi olmasaydım yani hafiften, görmeseydim kıyıda köşede birbirlerine gözleri parlayarak baban insanlar, değer vermeler, özlemler, onsuz eksik hissetmeler falan... Bilmeseydim o kadar rahattı ki, ne kaçırdığımı.
Çoktan dinmiş bir yağmur gibi silinsem yer yüzünden, belli belirsiz esintim kalsa; hatırlamasalar da herkesin bir an hissedip devam ettiği. Benim bir hikayem yok belli ki, bir şeyin yahut hayatın ne baş ne yan rolüyüm ne figüranı...
Buraya yazıp duruyorum lakin safi çaresizlik okuyucu, sen bile var mısın bilmiyorum artık; ben niye hep kimsenin olmadığı, geçip bile gitmediği bir yerde duruyorum ki?
Geri dönmemek, olmamış olmak üzere bir yere gitmem gerek benim, mecazen gömmem gerek kendimi taşsız, sonrasında üstünde tepinmem belki; çünkü bugün ben, herhangi bir insanın beni tek bir hissimi dahi paylaşacak kadar anlamaktan fersahlar uzak olduğuna o kadar ama o kadar emin oldum ki, emin olmak öldürüyor beni. Kalmadı beklenecek bir şey, bitti işte, bittim gör n'olur. Yapayalnız bile değilim, umarım kendi kendime konuşmam gece vakti.
0 Yorum:
Yorum Gönder