Öf


"...Bilmem kim saracak yaralarımı..."

Dönüp gitmem lazımdı, gidemedim; yine ben o günlerdeyim işte, tam ortalarında, göğsüm delik -ki içine çekilir insan kendi yaralarının, budur biraz da ömür- Yani onca iş, başarı, para, istediğim her şeyi satın almak... Bunların hiçbiri kaçmama yetmedi o geçmişten. Ben yine o yapayalnız çocuğum, daha fazlası değil. Hiçbir şey hiç düzelmedi, sadece unuttum kaçtım sandım, olmadı.

Bir ölünün boşluğundan farksız o içimdeki; geçen zamanda çok işime verdim kendimi ama bir ben bilirim her gün aynı kimseleri gördüğüm mutlu rüyaları, asıl o yüzden erken kalkışımı, uyku tutmadığı için gecelere kadar çalıştığımı. Haklı olarak mutlu sanıyor insanlar, ben de sandım, çalıştıkça başarı geldi başardıkçaysa istediğim maddi şeyler; şuan ise rüyalarımdaki gibi bir odada, rüyalarımdaki gibi bir bilgisayardan, belki de kimsenin okumayacağı bu satırları yapayalnız yazıyorum dostsal manada.

Şimdi bana sitem edecek haklı kimseler var, hatta ler değil muhtemelen bir tane, ki onunla da konuştuk zaten bunu. Kastım sen değilsin dedim, o günlerden anımsayacak, bir şeyimi paylaşacak kimsem yok benim; birileri benim dostumdu ben onların tanıdığı, acı ki bu gerçeği kendime anca 18'imde itiraf edebildim sonra da gerisi geldi işte... Yok ya ben yanlış anlamışımdırlar, kafamda kuruyorumdurlar falan, boş! Köpek gibi haklıydım ve bu defa da bunun için suçlu hissettim, çünkü ne kadar konuşup etsen de herkes bay bayan mükemmel olarak, süper hayatlarına döndüler geride ben kaldım.

Bu yazının nasıl bitmesi gerektiğini bilmiyorum, o yüzden bitti.

0 Yorum:

Yorum Gönder