Ortasından Yazı

Lafa ortasından gireceğim:

Misal seni seviyor ama geçmişten ötürü seninle bir ilişki kurmaktan bi'șekilde kaçınıyor işte, sen de onu seviyorsun lakin önceki yașantılardan olsa gerek resmiyete ilișmeyen sevgiyi kaldıramıyorsun... Onu bilmiyorum oysa sen bekliyorsun ki madem seni seviyor, öyleyse senden utanırmıșçasına saklamasın insanlardan; üstelik saçma da geliyor bir yandan, düşünsene sevdiğin kişi de seni seviyor ama dışarıdan bakınca yalnız ve kimseyi sevmiyor, bostan korkuluğu hissetmemek elde mi? Hele bir düşünce var ki iç yakıyor: "Gerçekten sevseydi benim için cesur olabilirdi, neticede nüfusuna almayacak; birini sevdiğini bile yakın çevresine dahi açıkça söyleyemeyene, seviyor nasıl denir?" Üstelik örneğin aşırı dindar bir ailenin kızının ateist birinden hoşlanması gibi boktan bir hikaye de yok ortada; iki normal insan işte, biri kızıl diğeri kırık.

"Bir ilişkimiz olmasın, bir sene görüşmeyeceğiz ama beklersen geleceğim ve ben de seni seviyorum." cümlesinin kelimesi kelimesine yaşandığını bilse delirir kimileri, paçalarından mantıksızlık akan bu fikre dahi bile isteye itimat edesi geliyor hiç sevilmemișin; o da inanacağından değil, vallahi sonunu merak ettiği için...
Bazılarımız ulu orta yaşamaktan yanadır sevgisini, göstermesi sadece sevdiği ile sınırlı kalmamalıdır; korkarım sevgi görürken de aynını bekler, diğer türlü kimse gibi hisseder kendini. Nasıl suçlanır ki, birinin sana seni sevdiğini  söylerken diğer herkesten günah gibi sakladığını görsen sen ne hissederdin?  Hele birileri sevdiğini yalnız sanıp ona aşkını itiraf ederken sevdiğin elini kolunu böyle bağladıysa? Birinin hayatında yalnız onun bildiği bir hayalet olmak, o inkar ettiği müddet de yok olmak değil midir sanki?

Olmaz işte, böyle sevmek olmaz, kısası özü bu. Öte yandan tereddüt bile etmedi ki, denemedi bile yakın bir şey bari yapmayı; artık konuşmamak daha doğruymuș sözde beni üzmemesi için, işin kötüsü öyle haklı ki.
İçi boş ve sonuçsuz her şeyden nefret ettim, üzgünüm ama sevgim bu nefreti geçemezdi, bilhassa düzeltiyorum üzgün de değilim. Tüm gün yalnızca birbirine iltifat edilen uzun sohbetlerden oluşan şeye sevgi mi denir Allah aşkına? Yanlış anlamayın ama bunu birine para vererek dahi yaptırabilirsiniz zaten.

Oysa muhtemelen gerçek sevginin sadece sevmek olduğunu düşünüyor, birbirini görmeden, kimseler bilmeden... Belki haklı olabilirdi de lakin ben gençken. Titrek ve acılı ruhum somut sevgilerin hasretini ürerken ezelden beri, eskisi gibi deli cesareti ile gelip gelmeyeceği meçhul bir sevgiyi bekleyecek gücüm kalmadı ki. Böylece tam ortasında bitti, Sezen'in "Dört Günlük Bir Şey" şarkısında dediği gibi, adına ne ilişki, ne çift taraflı sevgi denemeyecek bu külfet.

0 Yorum:

Yorum Gönder