İç İstifrası

Üzülüyorum Altan, sabahın dördünde üzüntüden uyandım, kabuslar başladığına göre çıkmaza girdi kalbim gibi bilinçaltım... Ben eskiden öcü möcü görüp kabus derdim, artık ihanet görüp diyorum. Mide bulantıları, günübirlik sinir harpleri, ilk yalnızlık fırsatında hücum eden göz yaşları ve dahası...

Demek edebiyat değilmiş bu, hiç yokmuş hakikaten dişe dokunur ölçüde değerim; insan geçmişi düşünüp özlüyor ve nasıl özlemesin... Böyle değildik, değildiniz... Hani çok mutluydunuz, iyi ki vardım ve bilmem neydim? Öyleyse neden hiç olaysız üçüncü şahıslaştım sizin için?
En çok da şey dokunuyor ciğerime, ben eskiden size verdiğim her hediyeye "Sonsuza dek dost kalalım." falan gibi temenniler yazıp sürekli yüzünüze de öyle diyordum, o yüzden mi acaba?
Vay be diyordum kendime, demir gibi dostların var Alptuğ diyordum, kim yıkabilirdi ki beni, çok şanslıydım ve hep şükrediyordum... Hala vay be diyorum, her şeyin yüz seksen derece değişişine ve mesela o güzel günlerin sizin için anlamsız, benim içinse birer iğne olmuşluğuna...
Kullan at traş bıçağıydım demek, bari bu senenin sonuna kadar beni seviyor gibi yapmaya devam falan etseydiniz, ben de buralardan defolasıya dek mutlu olsaydım yalan olduğunu bilmeden eskisi gibi...

Bilmiyorum, belki de eski gerçek ama sıkıldınız, o kadar can arkadaşınız değildim çünkü; rahatsız etti misal habire doğum günlerinizi kendiminmişçesine sevinçle kutlamam ve siz de benimkini unutuverdiniz, ya da sık sık sizi ihmal ettiğimi düşündürmemekten ve bazen de endişeden halinizi hatrınızı sormam o kadar anormal bir şeydi ki çoğunuz senelerdir bir defa bile işi düşmeksizin, kendiliğinden mesaj atmadı bana can dostlar.(!)
Bunların hepiciğini anlayabilirim, zira daima alehime iş gören hayvan gibi bir empatim var fakat neden işte? Neden o yalan günleri, o içi boş olduğunu kendime yeni yeni ve bir kılıcı saplar misali acı içinde idrak ettirebildiğim sevgileri ve iyiliğimi düşünmeleri -ki hakkınızı yemeyeyim bazısı gerçekti bu düşünmelerin- yaşattınız bana?
Eğer öyle yapmasaydınız daha kötü olmazdı, hayatında sizden başkası olmamış birinin yanında siz de olmamış olurdunuz; ki gitmekle olmamışlık çok ayrıdır, yalnızca gitmek kanatır. Yani ben yine yaşardım kimsesizliğimi ama bu kadar dokunmazdı, bana mezar olacak anılarım olmazdı ya da ne bileyim... Her gün ağlamazdım, herkese öfkeli olmazdım ve en önemlisi... Gerçekten hayatımda olmak isteyen insanlara bir yer verebilirdim ama her şey için çok geçim artık, en çok da dostlarım için ölme hayali kurmayı bırakalı beri.

Hümeyra'nın dediği gibi: "Öyle uzak ki yerim, uzakları aşıyor; bütün özlediklerim, benden ayrı yaşıyor..."

Sanki çıkıp diyecekler ki "Bunların hepsi şakaydı, seni deniyorduk, biz seni hiç bırakmadık." Hayal işte anasını satayım, bu da benim hayalim ama onu bile kıran, beni her an ağlatabilen iki şarkı var onlardan beri hayatımda: Dostum Dostum ve Arkadaş.

0 Yorum:

Yorum Gönder