Kaygılı Çocuklarız
Bizler kaygılı çocuklarız, korkar ve düşünürüz önümüzü; öyle yolda düzülmez kervan, yaparız bir şekilde diye çıkamayız yola; belki havalı risk almak ama... Sahip olduğum hiç bir şeyi, kaybetmeyi göze alacak kadar küçümsemek istemiyorum ve tam bunun adı risk. İş konusunda en sık kullandığım kelimeyse de "hallederiz", özel hayatımda bir o kadar kaçınırım.
Cesur biri değilim yani, olmam da gerekmiyor; geçimdeki belirsizlik, sağlık, bazı durumlarda mesafe, her şey boğazımda dikili duruyor; kusursuz değil derdim ama derme çatmaya razı olmak da neden akıl karı olsun ki? Her şeye hazır olmak gerekmiyormuş, yalan! Bile bile lades olmaya hiç niyetim yok. Kendim değil derdim, "biz" dediklerim her zaman; Yeşilçam romantiği olamam ben, kendi -şu an için bile olsa- yetersizliğimi "fakir ama mutlu oluruz" gibi kuru bir edebiyatla kapatıp riske atamayacak kadar sevmişliğim için işte...
Görmediği yola sevdiği ile de giremiyor hayatın gerçek bir şey olduğunu bilenler, kendi değil yine onlar için bir güvence şart koşuyor, bilmek istiyor basacakları yerin sağlam olacağını, daha doğalı ne ki?
Tanıştığım herkesi bana birer emanet görürken nasıl olurum maceracı, nasıl sözler veririm bir yıl sonrasına; olacakları bilmekten ibaret de bir kumar değil bu, insanın kendisi de hayat gibi dinamik; hadi deyip kör bir özgüvenle elini tutmak sana hoş gelse de vebalini almaktı, işte ben tüm bunları anlatamadım sanırım... Hayat çok ciddi bir müessese ve ben tüm bunları düşünmek zorundayım, aslen herkes öyle, ne acı ki sanki tek ben farkındayım; onlar bir şeyleri aşmışlar, ben belki aşamıyorum, suç mu günah mı?
Aksi gibi, bu sabah tam ben kahvaltı ederken -ki etmem normalde- karşımda kaza oldu, bir anda suya karıştı eminlikler, geç kalındı bir yerlere ve bir yerinden değişti hayat, koptu belki bazı şeyler...
Korkak adamlarız biz, geri dönüşü olmayan büyük adımlarımız olmaz, yüksek perdeden iddialı masallarımız olmaz, evet otuz şey gerer aynı anda bizi ama ben mi iddia ettim gamsızlığımı, birlikte her şeyi yapabileceğimiz gibi romantik fakat bir o kadar altı boş sözleri?
Hoş, bugün bunların bir önemi kalmadı; sevmem çünkü değer verdiğim insanları kendileriyle kıyaslayanları, yersiz kıskananları, kendi halinde küçük bir düzeni, bir iki dostu olan basit bir adamken ben, mesele edilmesine varıyorsa iş bu dostların, eksik kalsın.
Onu çok seviyor(D)um yalan değil, hiçbir zaman da olmadı, o da beni çok güzel sevdi ama... Dostlarımın yeri ayrı olmalıydı, en çok da bir zamanlar eski dostlarım benim yerimi ayrı koymayıp ateşte bıraktıkları için; sevdiğime de olsa, dostum için hesap vermeyeceğim, hem de ortada herhangi bir şey yokken.
Galiba bu yolları yalnız yürümem gerekiyor benim
Yalnız ben biliyorum kara kaygılarımı, ciddiye alıyorum
En yakınım sandığım bile dışımda kalmış ne acı,
Sağlık olsun, ne ala.
Acıdır ki, her yanıma yanaşan kaygımı aşmak için oluyor
Sanırsın haksız, sanırsın anksiyete bozukluğu, sanırsın yoktan
Oysa, onu benimle paylaşacak olan nerde?
Kaygılı ve yapayalnız çocuklarız biz