Nerdeyim

Sizi de epey ihmal ettim okuyucu, bu aralar çalışıyorum; öyle kafamı kaldıramaz bir halim yok yanlış anlama da, kaldırabildiğim anlarda da kendime yeni yeni icatlar çıkarıyorum, boktan püsürden bir şeyler uyduruyorum afedersin kendime vazife. İyi geliyor, pek vakit olmuyor geçmişi aklına getirmeye.

Şimdi diyeceksin ki "e madem bu yazdıkların neler?" işte uğraş didin anca bu kadar oluyor, gecenin köründe ansızın eski isimler, resimler...
Fakat bu yazıyı yazma sebebim bu değil, şu:

Nerdeyim be okuyucu, hayatım nerden nereye geldi. Bir şeyleri özlemiyorum, keşke daha çok uzaklaşabilsem hatta ama... Bu şey gibi, nihayetinde tutunacak bir dal bulmak.
Çok kaptırıyorum kendimi belki, belki haklı artık kızan insanlar, belki evet sosyal yetilerimi iyice derinine kaldırıyorum hurçların ama...

Uzun zamandır ilk kez gerçekten, sanki ağrı kesici almış gibi, geçmişe dönmeden yaşayabiliyorum, anlatabilseydim keşke geçmişi düşünmemenin ne kadar ekstra bir şey geldiğini bana. Sadece çalışmaktan ibaret biri olabilmeyi isterdim. Parası pulu da tatlı tabii ama, ah o bizzat kendisi yok mu? Çalışırsan aşık olamazsın mesela, ne büyük nimet aslında ama kim farkında? Çalışırsan kavga edecek vaktin olmaz, çalışırsan farkına bile varamazsın eğer yanında değilse orda bildiklerin. İnsan yeter ki kafasını gömebilecek bir şey bulsun, zira ne zaman ki kafasını kaldırır, onu ezecek biri de bulunuyor. 

Beni hep; Alptuğ iyi çalışır, geç uyur, zor unutur diye hatırlayın olur mu? 

0 Yorum:

Yorum Gönder